Onur'un Günlüğü

Zekatı Ver

Sayfa içi link yaptım tıkladığına gider.

  1. Zekat Oranları Nasıl Belirlenmiş?
  2. Tarım Ürünleri Neden Onda Birdir?
  3. Para Ve Ticaret Malları Neden Kırkta Birdir?
  4. Hangi Malların Zekatı Verilir?
  5. Her Bir Liranın Üstünden Bir Yıl Mı Geçmesi Gerekiyor?
  6. Gayrimenkullerin Zekatı Olur Mu?
  7. Değeri Ne Kadar Yüksek Olursa Olsun Oturulan Ev Zekata Tabi Mi?
  8. Kimler Zekat Vermekle Mükelleftir
  9. Kur'ana Göre Zekat Oranları

Zekat sözlükte; artma, çoğalma anlamlarına geliyor. Aslında Zekat Müslüman bir ülkede yaşayan herkesten alınan vergidir. Tevbe suresinde yüz üçüncü ayete kadar önceki ayetlerde inanan, inanmayan, münafık, başka dinden vs birçok insan sayılıp peşine "onlardan zekat al" diye ayet geliyor. Hitap peygamberimize, bugünse müslüman yöneticilere.

Tevbe

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

103 - Mallarından sadaka al; böylece onları arındırmış ve geliştirmiş olursun. Onlara sürekli destek ol, senin desteğin onları rahatlatır. Her şeyi dinleyen ve bilen Allah’tır.

Tüm ibadetler olduğu gibi zekat da Nuh peygamberden (a.s) beri var. Allah Kur'an'da zekatla namazı hep yan yana anar. Önceki ümmetlere de namazı ve zekatı emrettiğinden bahseder. Bize de onların yoluna uymamızı söyler.

Zekat Oranları Nasıl Belirlenmiş?

Bazı hocaların zekat oranlarına itirazı var. Zekat oranları ticaret mallarında kırkta bir, tarım ürünlerinde onda birdir. Bazı hocalar bu oranların kaynağının Kur'an olmadığı ve bu oranların az olduğunu söylüyor. Tarım ürünlerinin zekatının neden onda bir olduğunu Abdülaziz Bayındır'ın Kur’ân’da Sadaka ve Faiz makalesinden alıntı yaparak göstereceğim.

------- alıntı başlangıcı --------

Tarım Ürünleri Neden Onda Birdir?

Allah Teâlâ tarım ürünleri ile ilgili olarak şöyle demiştir:

“Çardaklı, çardaksız bahçeleri, yemesi farklı hurmaları ve ekinleri, birbirine benzeyen ve benzemeyen zeytinleri ve narları var eden O’dur. Bunlar ürün verince ürünlerinden yiyin. Hasat gününde de hakkını verin. Savurganlık yapmayın. O, savurganları sevmez.”(En’am 6:141)

Mekke’de inen bu âyette verilmesi emredilen hak, tarım ürünlerinden hasat günü alınan sadakadır. Hasadın tamamını vermiş olmak için onda birini vermek yeterli olduğu için bu ürünlerden alınan sadakaya, “onda bir” anlamına gelen “öşür” adı verilir.

Üretimde ilave masraf yapılırsa oran yirmide bire düşer. Zararı göze alarak yapılan harcamalar ürünü artıracağından bu indirim, teşvik mahiyetindedir. Nebî’mizin şöyle dediği rivayet edilmiştir:

“Nehir ve yağmur sularıyla sulanandan onda bir (öşür), hayvanla sulanandan yirmide bir(nısf’ul-öşr) alınır.”

Hasat günü yapılan ödeme tarlada olacağı için depolama ve nakliye masrafları olmaz. O mal, tüccar tarafından satın alındığı andan itibaren ticaret malına dönüşür.

------- alıntı sonu --------

Bu oranları anlayabilmek için alttaki ayeti bilmek gerekir.

Enam

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

160 - Kim bir iyilikle gelirse ona, on katı verilir. Kim de kötülükle gelirse sadece bir katı ile cezalandırılır. Kimseye haksızlık yapılmaz.

Tarım Ürünlerinin Onda Birini Veren Tamamını Vermiş Sayılır

Allah bir iyiliğe on kat mükafat verdiği için tarım ürünlerinin onda birini zekat veren tamamını vermiş sayılıyor. Eğer tarlada iş gücünü artırırsan, sulamayı nehirden yaparsan vergi yirmide bire düşüyor. Nehirdeki su Allah'ın, Allah'ın imkanlarını kullanana indirim yapılıyor. Yani Allah nehirdeki suyu zekata katmıyor. "Sen kendi çalışmandan zekat vereceksin" diyor oranı düşürüyor.

Peygamberimizden Bir İyiliğe On Kat Sevap Örneği

On kat oranını peygamberimizin (a.s) oruçla ilgili bir hadisinde de gördüm. Peygamberimiz (a.s) ayda üç gün oruç tutarsan bütün ayı dolayısıyla bütün ömrünü oruç tutmuş gibi olursun demiş. Bire on mükafat varsa üç oruca on katı otuz mükafat var demektir. Sanki bir ay oruç tutmuş gibi sevap alırsın. Yaşadığın sürece ayda üç gün oruca devam edersen bütün ömrünü oruçlu geçirmiş gibi sevap alırsın. Zekat hesaplaması da bunun gibi. Hadis altta.

Ebû Muhammed Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ şöyle dedi:

Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e benim şöyle dediğim haber verilmiş:

Allah’a yemin ederim ki, yaşadığım sürece gündüzleri muhakkak oruç tutup, geceleri de ibâdet ve tâatle uyanık geçireceğim. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana:

– “Bunları söyleyen sen misin?” diye sordu. Ben de kendisine:

– Anam babam sana feda olsun, ya Resûlallah! Evet, ben böyle söylemiştim, dedim.

Buyurdular ki:

– “Sen buna güç yetiremezsin. Hem oruç tut, hem iftar et; hem uykunu al, hem ibadet et; her aydan üç gün oruç tut; çünkü her iyiliğe on misli ecir ve sevap vardır. Bu ise bütün zamanını oruçlu geçirmek gibidir.” Bunun üzerine ben:

– Bunun daha çoğunu yapmaya gücüm yeter, dedim. Peygamber Efendimiz:

– “O halde bir gün oruç tut, iki gün tutma” buyurdu. Ben:

- Ama ben bundan daha fazlasını yapabilirim, deyince Resûl-i Ekrem:

– “Öyleyse bir gün oruç tut, bir gün tutma; bu Dâvûd aleyhisselâm’ın orucu olup, oruçların en ölçülü olanıdır” buyurdular.

(Bir başka rivayette: “Bu, oruçların en faziletlisidir” şeklindedir.) Ben:

- Bundan daha faziletlisine de gücüm yeter, dedim. Peygamberimiz:

– “Bundan daha faziletlisi yoktur” buyurdu.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in tavsiye etmiş olduğu, ayda üç gün orucu kabul etmem, bana ehlimden ve malımdan daha sevimli olacakmış.

Buhârî, Savm 55, 56, 57, Teheccüd 7, Enbiyâ 37, Nikâh 89; Müslim, Sıyâm 181-193

Para ve ticaret mallarında zekat oranı neden kırkta birdir, bunu yine Abdülaziz Bayındır'ın Kur’ân’da Sadaka ve Faiz makalesinden göstereceğim.

------- alıntı başlangıcı --------

Para Ve Ticaret Malları Neden Kırkta Birdir?

“Ey inanıp güvenenler! Özelliği kat kat katlanıp artma olan faizi yemeyin Allah’tan çekinin ki umduğunuza kavuşasınız.” (Al-i İmran 3:130)

Âyetteki أَضْعَافًا= “ed’âfen ifadesi Arap dili açısından الرِّبَا= riba’nın halini yani özelliğini gösterir. “Ed’âfenmudâ’afeten” sözü, “ikinin katları” anlamındadır. Katlanarak artma,faizin değişmez özelliğidir. Bu âyete başka anlam verilemez. Çünkü oranı ne olursa olsun, faizin her çeşidi haramdır.

“İnsanların malları içinde artsın diye faize verdiğiniz şey Allah’ın yanında artmaz. Allah’ın rızasını isteyerek verdiğiniz zekâta gelince; kat kat artıranlar zekât verenlerdir.” (Rûm30/39)

Faizci kazancını kat kat artırabilir ama Allah, onu meşru saymaz. “kat kat artıranlar” diye tercüme edilen kelime “el-mud’ıfûn = الْمُضْعِفُونَ”dur. Baştaki “el” takısı, bunun bilindiğini gösterir. Kavram, Al-i İmran 130. âyette, bir şeyin en az dört katı demek olan “ed’âfenmudâ’afeten” şeklinde geçmişti. Bu durumda âyetin son bölümü şu anlamda olur:

“Kazançlarını en az dört kat artıranlar, zekât verenlerdir."

Zekât veren, faizci gibi ihtiyaç sahibini sömürme imkanına sahip olduğu halde Allah’ın rızasını tercih ettiği için Allah, onun zekât olarak verdiği 1 lirayı en az dört lira sayar. Allah, bir iyiliğe en az on kat sevap verdiği için dördün 10 katı 40 eder. Yani para ve ticaret mallarından 1 lira zekât veren 40 lira vermiş gibi olur. Bu mallarda zekât oranının kırkta bir olması bundandır. Nebî’miz aleyhisselam şöyle demiştir

“Her iki yüz dirhemin kırkta birini, her yirmi dinarın yarım dinarını getirin"

Ticarete girenler, birçok zararı göze almış olurlar. Onların sadaka oranının düşürülmesi, aynı zamanda ticareti teşviktir. Bir de verilen sadakalar, sekiz sınıfa harcanınca oluşan güven ve tatmin ortamı, faizin doğurduğu güvensizlik ve korku ortamının tersine çok olumlu gelişmelere yol açar ve ticari hayatı, gerçek anlamda geliştirir. Bu da toplumun refah seviyesini ciddi anlamda yükseltir.

------- alıntı sonu --------

Kırkta Bir Zekat Veren Malının Tamamını Vermiş Sayılır

Ticaret mallarında da hesap aynı yöntemle yapılıyor. İnsan bir lira parasını faize değil de zekatla verirse bunun dört katı kazanç elde edermiş. Dört kat hesabı Rum suresi otuz dokuzuncu ayette geçen el-mud’ıfûn kelimesinden bulunuyor. el-mud’ıfûn dört kat artışı gösteriyor. Allah bir iyiliğe on mükafat verdiği için dört kat kazanç alan bir de on katı mükafat almış oluyor. Yani malının kırkta birini veren tamamını vermiş gibi sayılıyor. Sayfanın sonuna bunun dersini ekleyeceğim. Eğer dinlersen bunları görebilirsin.

Hangi Malların Zekatı Verilir?

Tüketim mallarının zekatı yoktur. Telefonu kullanmak için aldıysan zekatı yoktur ama satmak için aldıysan zekatı vardır. Her şey böyle. Ticaret için aldığın malın zekatı var ama kişisel kullanım için aldığın malın zekatı yoktur. Eğer bir kenarda 85 gr altından ya da 65 gr gümüşten fazla paran varsa o da zekata tabidir. 85 gr altından ya da 65 gr gümüşten fazla paraya nisap miktarı deniyor.

Her Bir Liranın Üstünden Bir Yıl Mı Geçmesi Gerekiyor?

Zekat vermek için eldeki paranın, altının üstünden bir yıl geçmesi gerekiyor. Mesela bir çiftçi tarladan ürününü kaldırdı, onda bir zekatını verdi, sattı. Şimdi eline geçen paranın zekatını hemen verecek mi? Hayır, bir yıllık geçim parasını hesap edecek. Bir yıl geçtikten sonra elinde kalan para nisap miktarının üstündeyse o paranın zekatını verecek. Zekat vermek için her paranın üstünden bir sene mi geçmesi gerekiyor? İnsanların aklına en çok bu soru takılıyormuş. En iyisi “şu tarihten şu tarihe zekat vereceğimz diye kendimize bir tarih belirlemek. Bir sene, o tarihler arasında ne kazandın, ne harcadın, ne biriktirdin vs son gün elinde ne varsa ona göre hesap yapacaksın. Diyelim 1 Ocak'ta zekat vermeyi kararlaştırdın ama bir gün önce 31 Aralık'ta eline toplu bir para geçerse mesela 50 bin lira miras kalmış olsun. 31 Aralık günü sana dediler ki "Aha bu para senindir, sana miras kaldı" ertesi günü zekat verirken hesaba o 50 bin lirayı da katacaksın çünkü zekat vermeyi planladığın bir yıl dolmadan geldi. 2 Ocak'ta gelseydi ertesi sene 1 Ocak'ta 50 bin lira hala elindeyse ya da ne kadar kaldıysa o zaman zekat hesabına katacaktın. Yani her paranın üstünden bir sene geçmesi gerekmiyor. Senin belirlediğin bir yıl içinde eline geçen, harcadığın, sonunda elinde ne kaldı bu önemli. Bir yıl sonunda elinde kalan nisap miktarından fazlaysa o zaman zekat vereceksin.

Gayrimenkullerin Zekatı Olur Mu?

Eğer oturduğu evin, bindiği arabanın da zekatının verilmesi gerektiğini düşünen varsa, beraber düşünelim; Türkiye'de ki her evin değeri aynı mı? Her arsanın değeri aynı mı? Her arabanın değeri aynı mı? Hangi malı hangi evi düşünürsen düşün 81 ilin 81'in de de farklı fiyatta değil midir? Bir öğretmen düşünelim. Öğretmen maaşıyla geçiniyor ama babasından Nişantaşı'nda ev miras kalmış olsun. Nişantaşı'ndaki ev fiyatlarından haberin var mı? Emlaktan sitelerinden baktım. 40 yıllık ev 1.350.000 TL, yeni yapılmış binadaki ev 5.000.000 TL. Evlerin yaşlarına göre bile fiyatları değişiyor. Bizim öğretmenin evi 40 yaşındaki ev olsun, 1.350.000'un zekatını %2,5'tan hesaplarsan 33.750 TL ediyor. Bir öğretmen yılda 33.750 tl'yi nasıl ödeyecek? Peki bu öğretmene babasından yazlık da miras kaldıysa, mesela Bodrum'da. Bir de arabası varsa, bu örnekteki öğretmenin kabaca yılda 75.000 TL den fazla zakat ödemesi gerekiyor. Bir öğretmenin yıllık maaşı ne kadar ki? Bu kafaya göre Nişantaşı'nda 5.000.000 TL evde oturan adamın zekatı ise 125.000 TL olur. Bir de 100.000 liralık bir evde oturan adamı düşün, zekatı 2.500 lira. Aklın böyle bir sistemi alıyor mu? Böyle adaletsizlik olur mu? Hepsi ev ama şehrine semtine göre ödediğin zekat değişiyor üstelik ödeyemeyeceğin şekilde, hem de her yıl. Eğer satmak için ev, araba vs aldıysan, yaptıysan zekata tabi olur yoksa zekata tabi olmaz. Bu konuyla ilgili kısa videolar göstereyim daha iyi anlaşılsın.

Değeri Ne Kadar Yüksek Olursa Olsun Oturulan Ev Zekata Tabi Mi? (6 Dakika)

Kimler Zekat Vermekle Mükelleftir - Abdülaziz Bayındır (8 Dakika)

Allah Namazla Zekatı Hep Yan Yana Anıyor

Zekatın her zaman namazla yan yana anılması önemini göstermesi açısından yeterli. O yüzden nisap miktarı üzerinde paran varsa zekatını ver. Faizden uzak dur dememe gerek var mı? Faizin her türlüsünden uzak dur. Banka kredilerine girme. Zekat vermek için çalış. Umduklarına kavuşacak olanlar onlarmış.

Müminun

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

1 - Müminler(İnanıp güvenenler)umduklarına kavuşacaklardır.

2 - Onlar derin bir saygıyla namaza duran kimselerdir.

3 - Boş sözlerden de kaçınırlar,

4 - Onlar zekât için[*] çalışırlar.

[*] Bazıları zekat vermek için çalışır, bazıları da zekatın yerine ulaşması için gayret gösterirler.

5 - Bir de edep yerlerini ve çevresini[1*] koruyan kimselerdir[2*].

[*] Burada cinsel ilişki kast edilemez çünkü o manadaki ayetler, ”fuhuş çeşitlerinden uzak duranlar” şeklinde ifade edilir. Buradaki anlam, edep yerlerinin örtülmesinden başka bir şey değildir.

6 - Sadece eşlerine veya hâkimiyetleri altındaki esirlere karşı kınanmazlar.

7 - Bunlardan başkalarına açarlarsa sınırları aşmış olurlar,

8 - Onlar emanetler ve üstlendikleri görevler konusunda titiz davranan kimselerdir.

9 - Onlar namazlarına özen gösterirler.

10 - İşte pay sahibi olacak olanlar onlardır.

11 - Cennetten pay alacaklar ve orada ölümsüz olacaklardır.

Zekatla ilgili diğer ayetlere buradan bakabilirsin. zekat-ayetleri

Kur'ana Göre Zekat Oranları - Geniş Özet (53 Dakika)

Yukarıda Abdülaziz hocanın makalesinden aldığım, oranların nasıl hesaplandığını anlatan ders. Biraz teknik bir ders. Merakı olan dinleyebilir.


Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ i şöyle buyururken işittim dedi:

“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.”

Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17

sayfa ayırıcı

VE BİR ZAMAN, İsrailoğulları’ndan: “Allah’tan başkasına kul olmayacaksınız; anne ve babaya ve en yakınlara (akrabalara) ve yetimlere ve yoksullara iyi davranacak/iyilik edeceksiniz, insanlara güzel sözler söyleyeceksiniz ve namazı gereği gibi kılacaksınız ve zekatı (çalışıp üreterek) vereceksiniz” diye söz almıştık. Bundan sonra pek azı hariç, yüz çevirerek sözlerinden döndüler. (Bakara 83)

sayfa ayırıcı

Ebû Hüreyre radıyallanu anh’dan rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Din kolaylıktır. Dini aşmak isteyen kimse, ona yenik düşer. O halde, orta yolu tutunuz, en iyiyi yapmaya çalışınız, o zaman size müjdeler olsun; günün başlangıcından, sonundan ve bir miktar da geceden faydalanınız.”

Buhârî, Îmân 29. Ayrıca bk. Nesâî, Îmân 28