Burası benim sözlerimin bittiği yer. Ben öldükten kaç ay sonra geldin buraya? Bir kaç sene sonra sen de bu tarafa geleceksin. Yazdıklarımı sırayla okuduysan şu an yeni bir bilinç oluşmuş olmalı. Ben ölmeden önce elimden geleni yaptım, Hayatın Sırrı'nı yazdım. Umarım sen ölmeden önce hayatını Kur'an'a göre değiştirirsin. Son sorumu sorup, toparlıyorum; aynaya baktığında ne görüyorsun? Ne gördüğünü Yılmaz Erdoğan'ın şiirinden okuyabilirsin.
Her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla
Uçak örneğin uçurtma mesela
Altına konabilir bir ayağı ötekilerden kısa olduğu için
Sallanan bir masanın
Veya şiir yazılabilir süresi ötekilerden kısa
Bir ömür üzerine
Bir beyaz kağıda her şey yazılabilir
Senin dışında
Güzelliğine benzetme bulmak zor
Sen iyisi mi sana benzemeye çalışan her şeyden
Bir gülden, bir ilk bir sonbahardan sor
Belki tabiattadır çaresi senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
Ve benim bilinci nasırlı bahçıvan çaresizliğim
Anlarım bitkiden filan ama anlatamam
Toprağın güneşle kavuşmasını
Sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla
Sen bana ışık ver yeter bende filiz çok
Köklerin içimde gizlidir,
Gelen, giden arayan, soran dere budak yok
Bir şiir istersin içinde benzetmeler olan
Kusura bakma sevgilim
Heybemde sana benzeyecek kadar güzel bir şey yok... yok!
Bu güzellik bu dünyada kalmamalı. Ahirete taşınmalı, benim yanıma Ben bu kitabı kız kardeşime ve sana hitaben yazdım. Daha önce sana kitap yazan oldu mu? Olmadıysa hangisini okusam, seçsem derdin yok. Bir tek bu var. Dünyada kalan olmadığına herkes eninde sonunda bu tarafa geldiğine göre, senin yerin benim yanım. Kız kardeşim kimi istiyorsa yanına alabilir, kimin yanında olmak istiyorsa orada kalabilir ama senin yerin benim yanım. Bunun yolu da Kur'an'dan geçiyor. Rablerinin beğenisini kazanmak için sabreden /duruşunu bozmayan, namazı özenle ve sürekli kılan, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli-açık harcayan ve kötülüğü iyilikle savan kimselerdir. İşte onlar, dünya yurdunun güzel sonucunu elde edecek olanlardır. Adn cennetlerini... Oraya hem onlar hem de atalarından, eşlerinden ve soylarından uygun durumda olanlar gireceklerdir. Melekler de her kapıdan yanlarına girecek (ve şöyle diyeceklerdir) ”Sabırlı davranmanıza /duruşunuzu bozmamanıza karşılık, selam size! Dünya yurdunun sonucu ne güzel oldu!” (13:Rad 22-24) O gün gelene kadar Allah'ın selamı rahmet ve bereketi üzerinize olsun.
Daha önce Joe Coocer'ın iki şarkısını eklemiştim. Benim gibi Heavy Metal dinleyen biri için biraz sıra dışı bir durumdu. Şimdi ekleyeceğim benim için çok daha sıra dışı ama seni alıp gitmek için denemeyeceğim şey yok. Fakat maalesef son sayfadayım. Bu son mesajım. Öbür tarafta seni bekliyorum. Çok bekletme. Bir dakika; böyle dedim diye içmeyesin bir kutu ilaç. Yok, öyle değil. Sen Allah'ın yolunda yürü, zamanı düşünme. O nasıl olsa geçip gidiyor. Sabret. Zaten Allah bizi sabır imtihanından geçiriyordu, değil mi? Ve ben seni mezarımdan tavlayabildiysem ahirette bana madalya verilmeli, tabi sana da. Özellikle Allah'ın davetine uyuduğun, sonra da ölü adamın çağrısına cevap verdiğin için. Allah'ın izni, yardımı olmadan hiç bir şey olmaz. Bir şey oluyorsa izin verdiği, destek olduğu içindir. Ayrıntıları tekrar görüşünce konuşuruz.
Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız.
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız
O mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız.
Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı
O mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız.
Bitmez sazların özlemi daha sonra, daha sonra
Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
Geceler uzar hazırlık sonbahara
O mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız.
Atilla İlhan