Onur'un Günlüğü

Allah Bizi Neden Yarattı? Neden İbadet Ederiz?

Allah insanı niçin yarattı? İki ayet, iki cevap;

Mülk

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

1.Bütün yetkileri elinde tutan Allah pek yücedir. Her şeye bir ölçü koyan O’dur.

2.Ölümü ve hayatı yaratan odur[*]. Bunlar; hanginiz daha güzel iş yapacak diye sizi yıpratıcı bir imtihandan geçirmek içindir. O güçlüdür, bağışlayıcıdır.

[*] İnsan ortaya çıkıncaya kadar uzunca bir zaman geçer (İnsan 76/1). Onu oluşturan parçalar vardır ama o yoktur. Sonra yaratılır ve yıpratıcı bir imtihandan geçirilir. Sonra ölür ve onu oluşturan parçalar toprak olur. İmtihanın sonucu görmek için topraktan son kez yaratılacaktır. Böylece her insanın başından iki ölüm ve iki hayat geçmiş olacak ) (Mümin 40/11 ve Bakara 2/28) ve artık ölmeyecektir. Önce ölümün sonra hayatın yaratılması bunu gösterir.

Zariyat

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

56.Ben cinleri (insanın algılayamadığı varlıkları) ve insanları ancak Bana ibadet etmeleri için yarattım.

Allah Bizi Neden Yarattı? (5 dakika)

Allah insanı neden yarattı sorusuna Mehmet Okuyan’ın verdiği cevapla devam edeceğim.

Bu videoyu daha önce göstermiştim. Altına da şöyle yazmıştım. Cahit Sıtkı'dan örnek vermiştim.

Allah'ın Yaratıcı Olması Ne Demek?

Pelin Çiftçi sanatkarların yaptığı sanatın sanatkar olmanın mecburi sonucu olduğunu pek çakamadı ama gerçek budur, Mozart’a neden beste yapıyorsun sorusu abestir çünkü bestekarların aklı sürekli beste yapar, bu onların istese de istemese de zihinlerinin çalışma şeklidir. Türkiye’de bir film/dizi yapıldığında buna müzik yapması için genel de ya Kıraç’a ya da Nil Karaibrahimgil’e gidiyorlar, neden? Çünkü onlar müzisyen, bestekar. Dizinin filmin senaryosunu okuyup oradan binlerce insanın seveceği bir beste yapabiliyorlar. Bu müzisyenlere has bir şeydir.  Bir mimara gidip bize film müziği yap diyen var mı? Ya da üzüntülü sevinçli bir olay karşısında aniden şiir yazanlar var, bir anda kağıdı kalemi alıp şiir yazıyor, neden sen ben yapamıyoruz? Çünkü onlar şair. Şiir yazmak şairliğin mecburi sonucudur. Allah da yaratandır, yaratır, neden yaratıyorsun denemez ve bu Yaratıcı bizleri imtihandan geçireceğini söylüyor. Buna itiraz etsen ne olur, eline ne geçer, sonuç değişir mi? Bunu anlayabildiysen bir ateiste ya da çevrende yakın arkadaşlarına anlatmaya çalış, nasıl sorularla karşılaşıyorsun gör. O zaman beni biraz olsun anlarsın.

İman Olmadan Olmaz

İnancı olmayan ya da zayıf inancı olan insanlar ibadetleri sorguluyorlar, namazı soruyorlar, "niye günde beş defa bunu yapmam gerek", "neden yılda bir ay oruç tutarak gündüzü aç susuz geçireceğim", "niçin taa Arabistanlara gidip hac yapıyorsun" "dışarıda kırk derece sıcak var, sen kafanı örtüyorsun" vb bunlar benim eski hallerim, ben de böyleydim. En basiti arkadaşlarım cumaya giderdi ben gitmezdim. Onları cumaya götüren beni ise olduğum yerde oturmaya devam ettiren şey imandır. Ben de yoktu onlarda vardı. "Niye günde beş defa namaz kılmam gerek" sorusuna desem ki “Allah bizden ibadet etmemizi istedi o yüzden gün içinde belli vakitlerde namaz kılıyoruz, o yüzden sabah güneş doğmadan uykumuzdan kalkıp sabah namazını kılıyoruz” sen de der misin “neden böyle bir şey istiyor?" Şimdi eğer insan Allah'a, islama dair hiçbir şey bilmiyorsa yavaş yavaş gitmek lazım. Önce insanın Allah’ın varlığından şüphesinin kalmaması lazım. Burada örneğini verdiğim, biz anlayalım diye yazılmış fizik bilgilerinin olduğu kitapları okuyup, çevreye, yaşadığın dünyaya, evrene bakıp delilleri, hassas düzeni görüp Allah’ın varlığını eserleriyle görmek lazım. Bundan sonra peygamberlerin ve kitaplarının gerçek olduğuna inancın olmalı. Bunun da en kolay yolu Kur'an'ın insan yazması olmayacağını gösteren ayetler ve bilimsel gerçekleri görmek. Bu ikisinin örtüştüğünü gördüğün zaman “bu bilgileri 1400 sene önce kum okyanusunda bir insanın bilmesine imkan yoktur o zaman bu kitap Allah’tandır” kanaatine varırsın. O zaman zaten iman etmeye başladın demektir. Bu süreç aynı zamanda Allah’ı arayıp bulma sürecidir. Bu yola girdiğinde Allah samimiyetine göre bunların gerçek olduğuna dair yardım ediyor. Yukarıda örnek ayet yazdım.

İnanmayanlar Allah'ı Delilleriyle Tanımdan İbadet Etmeyi Anlayamaz

Benim karşılaştığım bir diğer konu “Allah neden sürekli kendisinin anılmasını istiyor” Üstteki paragrafta ne demek istediğimi birazcık ifade edebildiysem bunun cevabını da Allah’a yönelmeden, O’nu, dinini tanımadan, iman sahibi olmadan tam olarak anlayamayacağını fark etmişsindir. Allah’ın bunu neden istediğine, ben O’nun adına yetkili olmadığım için beklediğin şekilde cevap veremem ama anladığım kadarıyla bir şeyler yazabilirim. Seherlerde dua edenleri, iman etmeden önce ya da imanı varken yaptığı hatalar için af dileyip, dua edip namaz kılanları gördün mü? Bu insanlar sadece bir dine ya da bir ülkeye ait insanlar değiller. Hıristiyanların bir kolu günde yedi vakit namaz kılar. Bizden farklı olarak kuşluk ve teheccüd namazını da farz gibi kılarlar. Biz de bu namazlar isteğe bağlıdır. Yahudi de olsa, hıristiyan ya da müslüman da olsa gecenin bir yarısı kalkıp Allah’ı anan, adını yücelten insanlar var. Buradan başlarsam daha kolay olur sanırım. Dünyada yüz milyonlarla ifade edilen insan grubu hangi dine mensup olursa olsun, Allah’ı anmak, büyüklüğünü dile getirmek, bunu tekrarlamak gayretinde ve fiilindeyse demek ki bu imanın getirdiği bir şey. Şu evrene, dünyaya bakıp bunlarla ilgili kitaplar okuyup Allah’ın dış dünyadaki ayetleri gören insanlar Allah’ın ne kadar büyük olduğunu ister istemez dile getirir. Ben insanların sordukları bu “Allah neden sürekli kendisinin anılmasını istiyor” sorusuna tersten giderek cevap vereceğim. Vakıa suresinin ayetlerini kullanacağım. Allah bu surede meydan okuyor;

Vakıa

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

57.Sizi Biz yarattık, tasdik etmeniz gerekmez mi?

58.Ana rahmindeki nutfeyi hiç düşündünüz mü?

59.Onu siz mi yaratıyorsunuz? Yoksa yaratan Biz miyiz?

60.Ölümlü varlıklar olarak sizi yarattık,

şu işleri yapmaktan Bizi alıkoyacak kimse yoktur;

61.sizin benzerlerinizi değiştirip getirmemiz

ve

bilmediğiniz bir şekilde sizi yeniden inşa etmemiz hususunda.

62.Ant olsun siz,

ilkin nasıl var edildiğinizi/yaratıldığınızı biliyorsunuz.

Öyleyse düşünüp öğüt almanız gerekmez mi?


63.Ektiğinizi gördünüz mü:

64.Onu siz mi bitiriyorsunuz? Yoksa bitirenler Biz miyiz?

65.Dileseydik onu kupkuru bir çöp yapardık,

siz de şaşırıp kalırdınız:

66.“Biz ağır bir borç altına girdik,

67.ama şimdi mahrum edilenleriz!” (diye sızlanırdınız).


68.İçtiğiniz suya baktınız mı iyice?

69.Onu buluttan siz mi indirdiniz? Yoksa indirenler Biz miyiz?

70.Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?


71.Tutuşturup yaktığınız ateşi gördünüz mü?

72.Onun ağacını siz mi yarattınız? Yoksa yaratan Biz miyiz?

73.Onu bir hatırlatma

ve

gelip geçenlere/ihtiyacı olanlara bir fayda kıldık.


74.Öyleyse büyük Rabbinin ismini yücelt!


75.Hayır, yıldızların yerlerine yemin ederim!

76.Şüphesiz bu çok büyük bir yemindir, şâyet bilseniz!

77.Doğrusu bu Kur’an-ı Kerim çok yüce bir Kur’an’dır,

78.(Allah katında) saklı/korunmuş bir Kitap’tadır.

79.Ona (Allah katındaki korunmuş Kitaba/Kur’an’a) ancak,

temiz olanlar (melekler) dokunabilmiştir.

80.O (Kur’an), Âlemlerin Rabbinden indirilmiştir.


81.Şimdi siz, bu sözleri (ayetleri) küçümsüyor

82.ve

rızkınızı (yiyecek ve içeceklerinizi) yalanlıyor musunuz?

83. Ama can boğaza dayandığı zaman,

84.o zaman siz sadece bakıp durursunuz!

85.O anda, Biz ona (çıkacak can’a) sizden daha yakınız,

fakat siz (Bizi) görmezsiniz.

86.Peki öyleyse,

eğer (Bize) bağımlı olmadığınızı düşünüyorsanız,

87. sözünüzde doğrular iseniz onu (can’ı) geri çevirsenize!

Görüyorsan Söyle

Yukarıdaki “gördünüz mü” “baktınız mı” diye sorduğu şeyleri “evet bunları Allah yaratmıştır, ben buna kesin inandım” diyorsan o zaman bunu göster, bütün bunları yapan büyük Rabbinin ismini yücelt! Allah bunun için anılıyor işte. Büyüklüğünü gördükçe içinden anmak, ismini yüceltmek gelir ve bunu yapmaya başlarsın. Allah'ı yarattıklarıyla, eserleriyle tanıdıkça, Allah aklının içinde büyür sen de o ölçüde küçülürsün, bunu idrâk etmeye başlarsın.

İnsanlar mesela sıkıntı durumlarında “inşallah” kelimesini çok sık kullanır, benim şahit olduğum inancı zayıf insanlar kendi menfaatleri söz konusu olduğunda “inşallah” demeyi unutmuyorlar, “inşallah sınavda başarılı olurum” “inşallah işe alınırım” vb. Bu Allah’ı anmak demektir ama farkı kendi menfaatin için anıyorsun. Daha zor durumları düşünürsek mesela hastalıkları ya da korku duyulan olayları, imanı zayıf insanlar bile içlerinde bir yardım umudu taşıyor olabilir. Bunu da en güzel “inşallah” diyerek gösteriyorlar "inşallah bir şey olmaz." Allah bu tavırları ayetler şeklinde bildirmiş.

Enam
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

63. De ki: “Karanın ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarıyor?” Boyun bükerek ve gizlice O’na yalvarırsınız: “Şayet bizi bu durumdan kurtarırsa; elbette şükredenlerden olacağız” diye.

64. De ki: “Allah sizi ondan ve bütün sıkıntılardan kurtarıyor! Sonra yine de ortak koşuyorsunuz!”

Sıkıntı zamanında pek çok insan Allah’ı anıyor, Allah da diyor ki “Beni her zaman an” bu kimin yararına dersin? Allah’ın, bizim “çok büyüksün” dememize ihtiyacı yok ki. Bu Allah’a kul olma bilinci ile ilgili.

Üç Sınıf İnsan

Vakia süresinin başında üç sınıf insandan bahsediyor, birincisi Allah’a en yakın olan insanlar, bunlar her hayırda hep en önde olanlar, ilk önce yardıma gelenler, yardıma koşanlar oluyor, bu sınıf işte onlar. İkinci sınıf sağın arkadaşları cennete gidenler, üçüncü sınıf solun arkadaşları cehennemlikler diye geçiyor. Buradaki sağ sol siyasi bir terim değil. Surenin sonunda yine bunlardan bahsediyor, "Allah’a bağlı olmadığınızı düşünüyorsanız ölüm zamanı ölen kişinin ruhunu tutsanıza, ölmesin" diyor. Ölen kişi için bu üç sınıfı tekrar sayıyor;

Vakia
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

81. Şimdi siz, bu sözleri (ayetleri) küçümsüyor

82. ve rızkınızı (yiyecek ve içeceklerinizi) yalanlıyor musunuz?

83. Ama can boğaza dayandığı zaman,

84. o zaman siz sadece bakıp durursunuz!

85. O anda, Biz ona (çıkacak can’a) sizden daha yakınız, fakat siz (Bizi) görmezsiniz.

86. Peki öyleyse, eğer (Bize) bağımlı olmadığınızı düşünüyorsanız,

87. sözünüzde doğrular iseniz onu (can’ı) geri çevirsenize!

88. Ona (ölecek kişiye) gelince, eğer o yaklaştırılanlardan ise;

89. ona bir rahatlık, güzel bir koku ve nimet cenneti vardır.

00. Eğer sağın halkından/erdemlilerden/salihlerden ise,

91. o zaman; “Selâm sana, sağın halkından olan!”

92. Eğer sapık yalanlayıcılardan ise;

93. kaynar sudan bir ağırlama

94. ve çılgın ateşe atılma vardır!

95. Hiç şüphesiz, işte bu kesin gerçektir!

96. Öyleyse, büyük Rabbinin ismini ulula/tesbih et/yücelt!

Dediğini Yapamazsan O Zaman İtaat Et

Burada bir güç meydan okuyor, hiç kimsenin bunlara güç yetiremeyeceği bir durum bu. Dediğini yapamazsan o zaman itaat et. Anla ki senden güçlü bir Allah var. Burada meydan okuyan bu gücün yani Allah’ın ne kadar büyük olduğu görülüyor. Eğer bunu, ne kadar büyük olduğunu anlıyorsan o zaman büyük Rabbinin ismini ulula/tesbih et/yücelt! Bizler Allah'a olan imanımızın uzantısı olarak Allah'ı anar, namaz kılar, yılda bir ay gündüzleri aç susuz durup oruç tutar, hac için taa Arabistan'a gider, malımızdan paramızdan yoksula, ihtiyaç sahibine veririz. Biz Allah'ı arar, O'na yöneliriz Allah da kalbimizi islama açar ve artık yaşam biçimimiz değişir. Olay budur.

İnanmayanlar Allah'a Dualarının Karşılığını Görmeden İbadetleri Anlayamaz

Bununla beraber başından bir şeyler geçen insanlar mesela işlerini kaybedenler, iflas edenler, zor hastalıklara yakalanıp uzun süre tedavi olanlar vb süreçlerde imanı olanlar ister istemez Allah’a yaklaşır. İçinde bulunduğu durum için dua eder, yardım ister. Bu süreç ne kadar sürerse sürsün rahata kavuştuğunda artık Allah’ı daha önce olmadığı kadar anmaya başlar. Bunları böyle yazıyorum ama bunları yaşamak lazım, bir sıkıntın yoksa, dünya sana yetiyorsa, Allah’ı anmak aklından geçmez, içinden gelmez. İşte dünya sıkıntısı olanların Allah’a yönelmesi, dertlerine çare istemesi gibi ahiret sıkıntısı çekenler de Allah’ı çok anarlar. Allah’ı ne ölçüde merak ediyorsan, görmek istiyorsan o ölçüde Allah’ı anar, bu sıkıntına ahirette karşılık umarsın yani Allah’ı görmek istersin. Allah’a, yeniden dirileceğine imanı olan Allah’ı çok anar çünkü derdi artık dünya değil ahirettir. Bu hal insanın içinde vardır, inananlara zor gelmez hatta Allah’ı anmak insanların hoşuna giden bir haldir. Böyle tersten gidince, insanların gecenin bir yarısı kalkıp, namazlarda, Allah’ı andıklarını göz önünde tutarsan nedenini anlamaya başlarsın. Allah’ın ayetlerde “Beni çok sık anın” demesi bir yol göstermedir. İnsanlar Allah için “benim O’nu anmama ihtiyacı mı var" diyor” elbette yok. Öyle bakarsan Allah’ın neye ihtiyacı olabilir? İnsanlar bu davete sırtını döndüğü için Allah'ı çok anan, çok ibadet eden insanların gerçek olduğunu anlayamıyor. Hem "Kur'an uydurulmuştur" deyip hem de "benim Allah inancım var" demek hiçbir şey ifade etmez. Böyle bir durumda Allah'a olan inancı aldatıcıdır, yeter sanırsın ama yetmez çünkü Allah'a güvenmemiş olursun. Güveniyorsan dinini de kabul edersin. Kur'an uydurulmuş diyenler mümkün değil neden gece yarısı kalkıp ibadet edildiğini, insanların seher vakitlerinde af dilediğini anlayamaz. Ama davete uyanlar bir zaman sonra kesin bilgiye ulaşırlar, kendi kendilerine ikna olurlar.

Rad
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

19. Rabbinden sana indirilenin, gerçek olduğunu bilen kimse, görmek istemeyen gibi olur mu? Akıl sahipleri düşünüp anlasınlar.

20. Onlar, Allah’a verdikleri sözü yerine getiren ve sözleşmeyi bozmayanlardır.

21. Onlar, Allah’ın riayet edilmesini emrettiği haklara riayet eden, Rablerine saygı besleyen ve kötü hesaptan korkanlardır.

22. Onlar, Rableri yüzlerine baksın diye sabreden, namazı tam kılan, kendilerine verdiğimiz rızıktan, gizli açık harcayan ve kötülüğü iyilikle savan kimselerdir. O son yurt işte onlarındır.

23. Orada kalıcı bahçeler bulunur. Babalarından, eşlerinden ve evlatlarından uygun durumda olanlarla[*] beraber olurlar. Melekler her kapıdan yanlarına girerler.

24. “Esenlik ve güvenlik sizedir (Selamun aleykum)! Bu, sabrınızın karşılığıdır. O dünyanın sonu ne güzel oldu!” derler.

Allah'ın Değil İnsanın İhtiyacı Var

Allah'ın bizim hiçbir şeyimize ihtiyacı yoktur, bizden istedikleri şeyleri bizim yararımıza, biz faydalanalım diye istemiştir, kendisinin ihtiyacı olduğu için değil. Tersten anlattım, umarım karışıklık olmamıştır. Zaten insanlar Allah’ı anar haldeler, bu insanların içinden gelen bir şey. Allah’ı dışarıdaki ayetleriyle görüyorsan o zaman O’nu çok an, büyüklüğünü dile getir. Kendinle ilgili sıkıntılarda dualarına karşılık bulunca Allah’ı çok an, büyüklüğünü dile getir, bu aynı zamanda şükürdür.

Allah peygamberimize [sallallahu aleyhi ve sellem] tüm yaşadığı olumsuzluklara, işkencelere rağmen şöyle demiş.

Kaf
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

39. Onlarin dediklerine sabret/aldırış etme; güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini överek tesbih et.

40. Gecenin bir bölümünde ve secdelerin/namazın ardından da... (O’nu överek tesbih et).

Allah aynı şeyi müminlere de söylemiştir.

Ahzab
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

41. Ey inanıp güvenenler! Allah’ı çokça zikredin/hatırlayın/anın.

42. Onu sabah akşam tesbih edin/çokça aklınıza getirin.

43. O’dur sizi karanlıklardan aydınlığa çıkaran, melekleri de sizin için bağışlanma dileyen ve müminlere karşı da çok merhametli olan!

44. Allah’a kavuşacakları gün, müminlere yönelik esenlik dileği: “Selam”dır. Allah onlara çok değerli bir ödül hazırlamıştır.

Allah Büyüklük Taslayanları Sevmez

Yol budur. Kibir, kendini büyük görmek, Allah’ı anmayı kendine yedirememek, “Allah'ın benim anmama mı ihtiyacı” var demek de bu yolun tam tersi. Allah büyüklük taslayanları sevmediğini söylüyor.

Mümin
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

56. Allah’ın ayetleri hakkında, kendilerine gelmiş bir delil olmaksızın, tartışıp duran kimseler var ya; şüphesiz ki, onların göğüslerinde, kendisine asla erişemeyecekleri, bir büyüklük taslamaktan başka bir şey yoktur! Öyleyse sen Allah’a sığın/yönel. Şüphesiz O; işitendir, görendir.

Nahl
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

22. İlahınız bİr tek İlah’tır! Ahirete inanmayan kimselerin kalpleri inkârcıdır. Onlar büyüklük taslarlar.

23. Gerçek şudur ki; şüphesiz Allah, gizlediklerini de biliyor, açığa vurduklarını da!.. Şüphesiz O, büyüklenenleri sevmez!

İnsanlar eğer büyüklük taslamaz, Allah’ın büyüklüğünü takdir edip dinine girer, bu doğrultuda çalışırsa gün gelip de Allah’ı en çok ananlardan olmaları sürpriz olmaz. Bu konuda bir video göstereyim. Hoca asıl okuyacağı ayeti videonun yarısından sonra okuyor, orayı kaçırma.

Allah Neden Bizden İbadet Etmemizi İstiyor (10 dakika)

İnsan Cennet Ödülü Veya Cehennem Korkusu İle Mi Hareket Etmeli?

Bir sürü nafile namazlar, oruçlar ve zikirler var ki karşılığında “Cennette şu kadar köşk, ödül, vb var” yazıyor. İbadet bu mudur? Karşılığının ne olduğuna bakarak ona göre namaz rekatı ayarlamak, ona göre oruç tutmak veya belli bir sayıyı tamamlamak için zikir yapmak mı? Daha Müslümanların bu algısını düzeltmeden, islama karşı çıkanları algısını nasıl düzelteceğiz? Bu tarifleri okuyan biri “Siz önce kendi ibadetleriniz karşılığı köşk beklentinizi düzeltin” dese ne cevap vereceğiz?

Bir kutsî hadiste Allah, herhalde bu noktaya dikkat çekmek için "Şayet cennet ve cehennemi yaratmasaydım, ben yine de ibadet ve itaat edilmeye layık bir İlah değil miydim?” diye buyurduğu söyleniyor.

Dinimizislam.com sitesinden aldım, duha namazı için şöyle demiş;

(İki rekat kuşluk namazı kılan gafillerden olmaz. Dört rekat kılan, abidlerden olur. Altı rekat kılarsa, bu namaz o gün ona kâfi gelir. Sekiz rekat kılan, masivayı terk edip itaat eden kullardan yazılır. On iki rekat kılan da Cennette özel bir köşke kavuşur.) [Taberani]


Namaz Ne İçin Kılınır?

Bu tarife göre namaz kılınmaz. Köşke kavuşacağım diye on iki rekat duha kılan cahildir hatta zalimdir. Namaz, abid olayım, bugün bana bu namaz yetermiş veya köşk için değil, birinci kılınma sebebi Allah’ı anmak/zikir içindir. Duha namazının karşılığında bunlar verilebilir ama duha namazı bunun için kılınmaz. Taha suresinde Allah Hz Musa’ya “beni anmak için namaz kıl” diyor.

Taha

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

14. Muhakkak ki Ben'im gerçek İlah. Benden başka yoktur ilah. O halde sen de yalnız Bana ibadet et! Beni anmak için namaz eda et!

Yukarıdaki tanıma göre namaz kılanı sen düşün şimdi ben yorum yapmayacağım. Amaç nedir köşk için kılıp, buna göre kaç köşkün olacağını hesaplayıp, cennette de “bakayım o kadar köşk verildi mi” diye hesap mı yapacaklar. Namaz, miraç ile tarif edilmiş. Allah’a yükselmek denmiş. Ayrıca el-Azim, el-Aliyy olan Allah’ı takdis, tenzih edip her türlü eksiklikten noksanlıktan beri, uzak olduğunun ve insanın Allah’ı sürekli böyle bildiğinin, andığın bir ibadettir. Sübhane rabbiyel azim “"Büyük olan rabbim her türlü kusurdan uzaktır." sübhane rabbiyel ala  “Yüce olan rabbim her türlü kusurdan uzaktır" ne anlama geliyor? Cennette köşkün olsun diye mi söyleniyor bunlar?

Değişen İnsanlar Gece Kalkar Namaz Kılar

Allah'a yönelirsen Allah kalbini islama açar, "neden namaz kılmam gerekiyor" demek yerine namaza başlarsın hatta artık alttaki ayetlerde anlatılan insanlardan olmaya başlarsın.

Secde

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

15 - Bizim âyetlerimize ancak o kimseler inanır ki kendilerine o âyetler hatırlatıldığında, derslerini hemen alır, secdeye kapanır, Rab'lerine hamd, O'nu takdis ve tenzih ederler, asla kibirlenmezler.

16 - Teheccüd namazı kılmak için yataklarından kalkar, cezalandırmasından endişe ederek, rahmetinden ümid içinde olarak Rab'lerine dua edip yalvarırlar ve kendilerine nasib ettiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.

17 - İşte onların dünyada yaptıkları makbul işlere mükâfat olarak gözlerini aydın edecek, gönüllerini  ferahlatacak hangi sürprizlerin, hangi nimetlerin saklandığını hiç kimse bilemez. 

Her Şey Allah Rızası İçindir

Dinin özü budur. Allah’ın rızasına ulaşabilmek. Korktuğu için değil, [Allah’tan korkmak, akıbetinin ne olacağı konusunda endişe duymak ayrı bir şey, bununla karışmasın] cennete köşk için değil, Allah rızası için, Allah’a ulaşmak için ibadet yaparız. Şimdi Bütün kitaplar uydurulmuş diyen birine, ödül ve ceza için değil, Allah’a itaat, Allah rızası, Allah’a kavuşmak için ibadet ettiğimizi nasıl anlatabiliriz? Anlatamadığımız için ödül-ceza sistemi ile hareket ettiğimizi düşünüyor ve her fırsatta aynı tuzağa düşüyor.

Bu resim Rahmi sosyal medyada paylaşmıştı.

lenin sözleri

Bunu anlatmak mümkün olmadığı için olsa gerek Tolga da Facebook’ta bu resmi paylaşmış. Halbuki ona da büyük bir endişe ile bir mektup yazdım ama sonuç ortada. Bununla ilgili yorum yapmayacağım. Çünkü aynı şey. Aynı şeyleri ona da anlatmaya çalıştım yazdığım mektubu daha önce bir yerde göstermiştim ama o da kulak asmadı, bildiğini okumaya devam etti. Maksadım bu insanların dedikodusunu yapmak veya nasıl mücadele ettiğimi anlatarak kendimi yüceltmek değil. Sen de dedikodularını yapma, başka yerlerde bu tavırlarını anlatma.

Dünyayı alıp ahiretini satanlar hesap günü ne yapacak? Ali Küçük (3 Dakika)

Allah, "neden namaz kılmam gerekiyor, Allah'ın buna mı ihtiyacı var" diyenlere "geç olmadan dönüş yapın yoksa öbür tarafta size yardım edilmez" diyor. Çok kısa Ali hocadan bir açıklama göstereyim, Zümer 47. ayeti okuyor. Peşine "geç olmadan dönüş yapın" ayetlerini yazacağım. Bu açıklama ile alttaki ayetler birbirini tamamlıyor.

Zümer

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

53. De ki:

“(Allah şöyle buyurur):

Ey kendi zararlarına sınırı/haddi aşan kullarım!

Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin.

Şüphesiz Allah bütün günahları bağışlar.

Şüphesiz O, bağışlayandır, esirgeyendir.

54.Rabbinize yönelip dönün ve O’na teslim olun!

Size azap gelmeden önce! Sonra size yardım edilmez!

55.Rabbinizden size indirilenin en güzeline (Kur’an’a) uyun!

Size azap ansızın

ve

hiç farkına varamayacağınız bir sırada gelmeden önce!

56.Bir nefsin şöyle demesinden çekinin:

“Allah’a karşı aşırı gitmem yüzünden vah başıma gelenlere!

Gerçekten ben, alay edenlerden idim.”

57.Veya şöyle demesinden:

“Eğer Allah bana hidayet etseydi,

elbette, ben de korunup sakınanlardan olurdum.”

58.Ya da azabı gördüğü an şöyle demesinden:

“Benim için tekrar dönmek olsaydı,

ben de güzel işler yapanlardan olsaydım.”

59.Hayır öyle değil!

Ayetlerim/delillerim sana geldi de sen onları yalanladın,

büyüklük tasladın ve inkârcılardan oldun.

60. Kıyamet günü,

Allah’a yalan isnat edenleri/uyduranları görürsün;

onların yüzleri simsiyah kesilmiş haldedir!

Cehennemde büyüklenenler için yer mi yok?

61.Allah başarılarıyla korunup sakınanları kurtarır.

Onlara bir fenalık/kötülük dokunmaz

ve

onlar (o gün) üzülmezler!

62. Allah her şeyin/varlığın yaratıcısıdır.

O, her şey/varlık üzerine vekildir/hak/tasarruf sahibidir.

63.Göklerin ve yeryüzünün anahtarları/yönetimi O’ndadır.

Allah’ın ayetlerini inkâr edenler,

işte onlar; hüsrana uğrayanların ta kendileridir.

el falık

El Fâlık düz ismi faildir. Her ismi fail kalıbında olduğu gibi bu isimde de Allah'ın bu alandaki fiilinin sürekliliğine delalet eder. Allah açan, yaran, ortaya çıkaran zattır. Tohumların ağzını açarak içindekini ortaya çıkarır, karanlığı yararak aydınlığı ortaya çıkarır, sperm hücresini açarak içindeki insanı ortaya çıkarır, yokluğu yararak içinden varlığı ortaya çıkarır, enerjiyi yarararak içinden maddeyi çıkarır, hülasa o yoktan varlığı çıkardığı gibi varlıktan da eşyayı çıkarır.

O sabahın fâlıkıdır ve o geceyi dinlenme vakti, Güneş'i ve Ay'ı zamanı tayin ölçüsü kıldı. Bunlar her şeyi bilen sonsuz kudret sahibinin iradesi ile tayin ve tespit edilmiştir. (Enam 96)

Kur'an'a Göre Esmâ-i Husna, Mustafa İslamoğlu, 3. Cilt, El Fâlık ismi, Sayfa 1694'ten paragraflar.