Bu sayfada şunlar var; Sayfa içi link yaptım. Tıkladığına gider ama sırayla okumak daha iyidir.
Daha önce Kur'an'ı konulara göre ayırdığım siteyi gösterdim. Aynı konudaki ayetleri bir arada görmek belki bir kolaylık sağlar. www.allahbizdenneleristiyor.com
Şura
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
36. Kim Rahmân’ın Zikrinden (Kur’an’dan),
yüz çevirerek görmezlikten gelirse;
Biz ona şeytanı musallat ederiz/iliştiririz;
artık bu, onun yakın bir arkadaşı olur.
37.Kendileri yoldan çıkıp saptıkları halde onlar sanırlar ki,
kendileri doğru yoldadırlar!
38.Nihayet Bize geldiği zaman dedi ki:
“Ah ne olurdu!
Benimle senin aranda iki doğu arası kadar uzaklık olsaydı!
Meğer bu arkadaş ne kötüymüş!”
Kur'an'ı bırakınca ne olacağını gördün mü? Şeytanın peşine takılmış bu insanlar ölene kadar fark etmeyecekler hatta bak aklıma bir ayet geldi, din günü cennetlikler ve cehennemlikler belli olduktan sonra şeytan yoldan çıkardıklarına bir konuşma yapacak, şöyle ki;
İbrahim
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
22. İş/Hüküm yerine getirildikten sonra, şeytan dedi ki:
“Şüphesiz ki Allah size gerçek olanı vadetti,
ben de size vadettim;
ama ben, sözümden caydım/yalancı çıktım!
Zaten, benim size karşı hiçbir gücüm yoktu ki.
Ben sadece sizi çağırdım, siz de benim çağrıma uydunuz.
O halde beni kınamayın; siz, kendi kendinizi kınayın.
Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz!
Zaten ben,
daha önce beni Allah’a ortak koşmanızı da kabul edemezdim!
Şüphesiz zalimler/hainler için, acıklı bir azap vardır.”
İnsanlar cehennemde bile şeytanın çağrısına kulak verecek. "Bakın size ne diyeceğim" dediğinde "bakalım ne diyecek" diye dinlemeye koşacaklar, üstte ayette görüyorsun. Zaman ve mekan üstü olan Kur'an her şeyi haber veriyor bize, iş ki elimize alıp da okuyalım. Ayet gayet açık;
Kehf
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
54 - Biz bu Kur'ân'da, insanlar için her türlü misal ve öğüdü, farklı üsluplarla tekrar tekrar ifade ettik. Fakat birçoğu bunları anlamadı. Zira bütün varlıklar içinde tartışmaya en düşkün olan, insandır.
Birçok öğüdün verildiği bu kitabı okumaktan daha kolay bir şey var mı? Eline alıp okuyacaksın, Allah'ın yap ve yapma dediği şeyleri hayatına geçireceksin. Bir şeye dikkat çekeyim Kur'an'ı okumak kendi kendine hüküm çıkarmak değildir, bunu sakın yapma. Kur'an'dan hükmü uzmanı çıkartır yani Abdülaziz Bayındır, Mustafa İslamoğlu, Mehmet Okuyan, Bayraktar Bayraklı aldıkları eğitim ve yıllarca yaptıkları araştırmalarla hüküm çıkartır. Bana göre bu hocaların içinde en doğru açıklamaları Abdülaziz hoca yapıyor. İslam'la ilgili bir şey aaştıracaksan önce Abdülaziz Bayındır'ın videolarına, makalelerine bak. Bize düşen Allah bizden ne istiyor önce bunu görmek daha sonra yine Abdülaziz Bayındır, Mustafa İslamoğlu, Bayraktar Bayraklı, Mehmet Okuyan'ın derslerinden ayrıntılar öğrenilir. Bu hocaların da hataları var ama tarikat ve cemaatler gibi bir kitleyi ellerinde tutmaya çalışarak ders yapmıyorlar. İnsanın aklı, fikri, zekası düşünüldüğünde okumaktan, ders dinlemekten daha doğal kolay bir şey düşünülemez.
Bir uyarıda bulunayım; Kur'an'ı mushaf dizilişine göre okursan -uzun sureler en başta olduğu için- sıkılabilirsin. Bakara'da, Al-i İmran'da yahudilere, hıristiyanlara yönelik ayet pasajları var. Bu ayetlerin iniş sebebini bilmeden okursan sıkılabilirsin. "Ne demek istiyor acaba, bana mı diyor benden öncekilere mi demiş" diye aklında soru işaretleri olur. Daha önce bir kaç kez tavsiye ettiğim Süleymaniye Vakfı'nın mealinde tefsir de var. Adresini alta tekrar yazarım. Bakara suresinde ayrıca tefsir var. (Bakara 2/2 TEFSİR) Her ayet böyle parantez içinde gösteriliyor, TEFSİR yazısına tıklarsan o ayetin neden indiğini, ne anlattığını öğrenebilirsin. Diğer surelerin tefsiri ayetleri altına yazılmış. Vakfın bize yaptığı en büyük güzellik bunu internetten yayımlaması. Para verip almak zorunda değiliz. suleymaniyevakfimeali.com/
Kur'an'ın bir de iniş sırasına göre hazırlanmış hali var. Bunda en başta uzun sureler yok. Hangi sure indiyse o var. Bunu okumak belki daha kolay olabilir. Tarikatlar cemaatler "siz Kur'an'ı okuyup anlayamazsınız" diyor. Bu çok saçma bir şey. En berbat tercüme edilmiş mealden bile neyi yapman neyi yapmaman gerektiğini öğrenirsin. O yüzden Kur'an'ı oku. Hangi sıralamaya göre okumak itersen öyle oku.
Vakfın mealini tavsiye ediyorum ama aslında ben de meal hazırladım biliyor musun? Hatta sadece kıyameti anlatan ayetleri çıkarıp buna Seyyid Kutub'un açıklamalarını ekleyerek ayr bir site daha yaptım. Önce mealden bahsedeyim; bunu şu an yayımlanmış meallerden ayetler seçerek hazırladım. Hangi mealde hangi ayet daha anlaşılır tercüme edilmişse onu aldım. Doayısıyla Vakfın mealinden epey ayet ekledim. Mustafa İslamoğlu, Muhammed Eset, Bayraktar Bayraklı, Süleyman Ateş, Mehmet Okuyan vs vs bu hocaların meallerinden seçtim ayetleri. Tefsir bile ekledim. Vakfın tefsirinden Seyyid Kutub'a kadar neredeyse her ayete açıklama ekledim. Benim hazırladığım mealde hem iniş sırasına göre hem mushaf sırasına hem de alfabetik sıraya göre okuyabilirsin. Bunu oku bence çünkü çok güzel açıklamalar var. Özellikle Seyyid Kutub'u çok sevdim. Çok güzel açıklamalar yazmış. O yüzden Seyyid Kutub'dan uzun alıntılar yaptım. Bunları okumanı isterim. Özellikle Seyyid Kutub'un açıklamalarıyla sen de çok şey öğreneceksin. Çok ilginç, ayetlere eklemek için Kutub'un tefsirinde çok uzun sayfalar okudum ama hiç sıkılmadım. Fakat Elmalılı'nın tefsiri uzadı mı sıkılıyorum. Bunun sebebi nedir diye araştırınca Kutub meğerse edebiyatçıymış. Adam yazı yazmayı çok iyi biliyormuş. Ömrü zaten İslam mücadelesi içinde geçmiş. Bu açıklamaları sen de okumalısın. Muhtemelen sen de sıkılmazsın. Uzun açıklama görüp de "kim okuyacak bunu" deme tam tersi oku. Bak bakalım beğenecek misin? Ben çok beğendim. Adresi www.kolektifmeal.com
Bu siteyi tüm sevdiklerime, ahirette birlikte olmak istediğim insanlara hazırladım. İnsanları ibadetlere yönlendirecek, dünyanın saçma sapan trafiğinden, süsünden, cazibesinden kurtaracak şey ahiret bilincidir. Ahireti anlatan ayetleri bilmek yetmez, idrak etmek gerekiyor. Ayetlerde yazıldığı gibi olacağını idrak ettiğin gün, bütün hayatını Allah'ın istediği gibi düzenlersin, değiştirirsin. Bu, dünyayı terk etmek demek değildir. Hayatına devam ederken ibadetlere de başlamak demek. Kadınsan da erkeksen de örtünmen Allah'ın istediği şeklide yaşaman demektir. Kıyameti anlatan ayetleri oku. Aslında bu ayetleri www.allahbizdenneleristiyor.com'da da okuyabilirsin fakat orada açıklama yok. Bu yaptığım sitede Seyyid Kutub'un açıklamalarını ekledim. Kutub, Kıyamet / Yeniden Diriliş, Hesap Günü'nü ve diğerlerini anlatan ayetleri sinema / tiyatro sahneleri gibi ele alıp, kendine has üslubuyla açıklamalar yazmış. Bir örnek vereyim; Mutaffifin suresinde, kafirlerin dünyada müslümanlarla alay ettiği, ahirette de Müslümanların kafirlerle alay edeceklerini yazan bir pasaj var. Peşine Kutub'un açıklamasından bir bölüm ekledim.
Mutaffifin
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
29 - Suçlular, şüphesiz inanmış olanlara gülerlerdi.
30 - Yanlarından geçtikleri zaman da birbirlerine göz kırparlardı.
31 - Ailelerinin yanına döndükleri zaman da eğlenmeye başlarlardı.
32 - İnananları gördüklerinde "Bunlar sapıklardır" derlerdi.
33 - Oysa kendileri, onların üzerine bekçi olarak gönderilmemişlerdi.
34 - İşte bugünde inananlar kafirlere gülerler.
35 - Tahtlar üzerinde kurulup bakarlar;
36 - "Kafirler, yaptıklarının cezasını gördüler mi?" diye.
Bugün iman edenler, inkar edenlere güleceklerdir.
Kur'an bir defa daha üstün ve ince alayını yöneltmekte ve şu soruyu sormaktadır:
"Kafirler yaptıklarının mükafatını aldılar mı?"
Evet, evet! Ödüllendirildiler mi? Yaptıklarının sevabını buldular mı? Onlar gerçek anlamıyla "sevabı" bulamadılar. Şimdi biz onları cehennemde görüyoruz. Fakat şüphesiz onlar yaptıklarının karşılığını bulmuşlardır. Öyle ise onların sevabı da budur. Burada sevap kelimesine yüklenen gizli alay o kadar güzeldir ki!
Son paragraftaki yazı üslubu bana çok hoş geliyor. Okudukça sen de seversin. Bilgi sahibi de olursun. Seni kurtaracak olan ahiret bilgisi, idrakidir. İstersen meal okumadan önce bunu oku. Adresi, www.kiyametsahneleri.com
Kur'an'da yeminle başlayan sureler var. Kur'an'ı laf olsun diye değil de anlamak maksatlı okuyunca sure başlarındaki yeminler aklına takılabilir. Ateistlere takılabiliyor.
Kur'an açık Arapça ile indirilmiş bir kitap. Biz onu Arapça (anladığınız dilde) bir Kur’an olarak indirdik. Ki aklınızı kullanarak onu kavrayıp özümlemeniz için. (Yusuf 2) Allah Arapların kullandığı kelimeleri, kalıpları ya da yemin gibi üslupları kullanmış ki muhatapları kolay anlasın. Çok kısa iki açıklama gösterip örnek bir sure yazacağım.
Bayraktar hoca "Allah çok önemli konulardan önce yemin yapar" dedi. Anla ki yeminden sonra önemli şeyler söylüyor.
Şems
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)
1. Ant olsun Güneş’e ve onun (kuşluk vaktindeki) aydınlığına!
2. Onu takip eden Ay’a,
3. Onu açığa çıkarttığı zaman gündüze,
4. Onu karanlığa boğan geceye!
5. Göğe ve onu bina edene!
6. Yere ve onu yayıp döşeyene.
7. Nefse ve onu düzenleyene/ona şekil verene;
8. Ona bozulabilme özelliğini ve korunma yeteneğini verene ant olsun ki;
9. Onu temizleyen elbette başarmış/kurtulmuştur.
10. Ve onu kirletip örten, elbette kayba uğramış/mahvolmuştur.
Sekiz ayet yemin yaptı sonra söyleyeceğini söyledi; mealen "nefsinin arzularına karşı koymayı, manevi olgunluk basamaklarını çıkmaya başlayan kurtulur." Olay bu. Bunu bilerek okursan yeminden sonra gelen ifadelere dikkat edersin. Ateistler gibi saçma sapan yorumlar yapmazsın. Bir de Kıyamet suresinden örnek göstereyim. Bayraktar hoca yemin edilen şey de çok önemlidir demişti. 2. ayet kendini kınayan nefse yemin. İnsanın yükselebileceği manevi basamaklar var. Onlardan biri yaptığı yanlışları görüp, kendini kınayacak hale gelmek. Allah buna yemin ediyorsa bu basamaktaki insanlar önemli aşama kaydetmiş demektir. Bu ayetten sonrasına dikkat et, burada başka mesaj veriyor; ahirette ne yaşayacağını anlatıyor.
Kıyamet
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım (Nahl 98)
1. Kıyamet gününe andolsun!
2. Hayır hayır, yemin ederim o kendisini kınayan nefse/kişiye!
3. Insan, kemiklerini bir araya getiremeyeceğimizi mi sanıyor?
4. Evet toplarız, onun parmak uçlarını/izlerini bile düzenlemeye kadiriz.
5. Ama, yine de insan; suç/günah olan şeyleri yapmaya devam etmek istiyor.
6. "kıyamet günü ne zamanmış?" diye soruyor.
7. Göz kamaştığı,
8. Ay tutulduğu;
9. Güneş ve Ay toplandığı/bir araya/aynı hizaya getirildiği zaman!
10. Işte o gün, insan: "Kaçacak yer nerede/neresi?" der.
11. Hayır! sığınak/korunup kaçılacak yer yoktur.
12. O gün varıp durulacak yer Rabbinin huzurudur.
Kur'an'da bazı konular çok kez tekrarlanır. Mesela Adem-İblis kıssası. Bunun gibi eski toplumlar çok sık tekrarlanır. Musa peygamber, Lut peygamber, İbrahim peygamber vs vs. Acaba neden? Bir kere anlatılsaydı olmaz mıydı? Bu konu da ateistlerin eleştirisidir. Bir ekran görüntüsü göstereyim.
Bu insanların forumlarını okuma. Onların derdi doğruyu anlamak değildir. Daha çok kendilerinin doğru olduğunu ispatlamaya çalışırlar. Bu konuda nasıl düşünmen gerektiğini Mustafa Öztürk'ten bir açıklama göstereceğim. Mustafa Öztürk hocayı dinlemeni tavsiye etmem, dinleme. Kendisi Kur'an'ın tarihsel bir metin olduğunu söyler. Ben 90 tane yanlışı 10 tane dorusu olan hocanın doğrularını alırım. Yanlışları beni ilgilendirmez. Mustafa hocanın bu açıklaması bize cevap olacak nitelikte.
İsmailağa'da Mahmut efendi diye bir zat var, asrın müceddidi !!! seçtiler. Buna daha sonra değineceğim. Müceddid yenilik getiren demek. Yani din o kadar anlaşılmaz hale gelecek ki o dönem biri çıkıp yanlışı doğruyu gösterecek, buna müceddid deniyor. "Biz ne anlatıyorsak ona inanacaksınız", "siz Kur'an'ı anlamazsınız" deyince ortaya ne çıkıyor biliyor musun? Cemaatlerin yazdığı kitaplar çıkıyor. Mahmut efendi islam aleminin müceddid seçilmiş, yanlış yapar mı hiç "Ben Kur'an'ı anlamıyorsam ne okuyacağım" diyen müridlerine "sen Kur'an'ın Arapçasını oku, sevap al, Mahmut efendinin kitabını oku neler yapman gerektiğini öğren, Kur'an'ı da sana biz anlatacağız" diyorlar. İslam dünyasının içinden çıkamadığı açmaz budur. Anlamadan papağan gibi Arapça Kur'an' okuyorlar ama içeriğinden habersizler. Etrafta Kur'an'a aykırı yüzlerce "efendi kitabı" var bunları gören çoğu insan dinden uzaklaşıyor Buna da örnek göstereyim Mahmut efendi neler yazmış gör. Bunu Süleymaniye Vakfının genç hocalarından Fehmi ortaya çıkardı.
Bu gördüğün maddeler İslam'ın değil Mahmud efendinin görüşleri. Boşuna "bize anlattıklarımızın kaynağını sormayın" demiyorlar. Kaynakları yok çünkü. Kur'an yerine Mahmud efendinin kitabı etrafta dolanınca, bunu görenler İslam'dan kaçıyor. Işid'in el Kaide'nin, Hizbullah'ın da ne kadar böyle grup varsa hepsinin Kur'an dışı kitapları var. Kur'an'a göre değil mezhep kitaplarına göre hareket ediyorlar. O zaman da ortaya bugünkü İslam dünyası çıkıyor. İnsanlar bu sözleri İslam zannediyor ya gidiyor bunlara mürid oluyor ya da toptan dinden çıkıyor, ikisi de kaybediyor. Bizim kuzenlerin, akrabaların durumu da bu. Buna benzer şeyleri görüyorlar dinsizliği tercih ediyorlar halbuki bunların yanlış olduğunu anlatanlar var ama onları dinlemiyorlar. Bu insanların tuzağına düşmemek için Kur'an'ı anladığın dilde okumak gerekiyor.
Olay aynen başlıktaki gibi olmuş. Dinle öyle devam edeyim.
Bugün bile hala pek çok tefsir hocası Kur'anda ne yazdığına bakmaz. Herkesin inandığı güvendiği teeee yüzyıllar önce ölmüş bir tefsir alimi vardır. Onlar ne demiş ona bakarlar. "Bir de biz açalım da Kur'an ne diyor okuyalım" demezler. Bu tür hocaların ahirette büyük sorumluluğu olacak. Hesap vermekte zorlanacaklar. Allah onlara "1000 yıl önce ölen adamın kitabını okudun da benim kitabımı neden okumadın" diyecek. Allah sana da benzer şekilde konuşmadan sen de düzgün tercüme edilmiş bir mealden Allah senden neler istiyor öğren. Korkma Kur'an'ı hele düzgün tercüme edilmiş meali anlamak kolaydır. Çilek reçeli tarifini anlayabiliyor musun :)) o zaman Kur'an'da Allah senden neler yapmanı istemiş bunu da anlayabilirsin.
Şimdi sende Engin Noyan'ın saydığı kadar akıl var değil mi? O zaman bir kaç sureden örnek vereyim. Kur'an'ı anlamaktan kastım miras ayetleri nasıl pay edilir öğrenmek değil. Ya da Allah Yahudi ve Hıristiyanlara nasıl kızmış bunları ezberlemek değil. Allah bizim nasıl olmamız gerektiğini, neleri yapıp neleri yapmayacağımızı bildirmiş. Bu yazılanlar gibi olmamız gerekir. Bir insanın Kur'an'ı rahat rahat anlar dememden kastım bu.
Enam
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
151. De ki “Gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını sıralayayım: Hiçbir şeyi Allah ile bir tutmayın, anaya babaya iyilikten geri durmayın, yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin; onların ve sizin rızkınızı veren Allah’tır. Fuhşun açığına da gizlisine de yaklaşmayın, Allah'ın dokunulmaz kıldığı cana kıymayın; haklı sebeple olursa başka. İşte bunlar, Allah'ın size yüklediği görevlerdir; belki aklınızı kullanırsınız.
152. Rüşt çağına ulaşıncaya kadar yetimin malına yaklaşmayın, onun iyiliğine olan bir yolla olursa başka. Ölçeği ve tartıyı hakka uygun yapın. Biz kimseyi gücünden fazlasıyla yükümlü tutmayız. Yakınınız da olsa söz söylediğinizde adaletli olun. Allah'a verdiğiniz sözü tam olarak yerine getirin. İşte Allah, sizden bir de bunları istemiştir. Belki bilginizi kullanırsınız.
153. İşte bu benim dosdoğru yolumdur; onu takip edin, başka yolları takip etmeyin, yoksa o takip sizi benim yolumdan ayırır. Bunlar da Allah'ın sizden istekleridir, belki ondan çekinerek kendinizi korursunuz.
Bu ayetlerin farz olduğunu hemen anlamış olman lazım ve “Kur’an’ı bir tek peygamberimiz anladı ve anlattı” diyenlere karşı, üstteki ayetleri anlamadın mı? Bir kaç örnek daha vereyim.
Fussilet
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
34. İyilikle kötülük bir olmaz; sen kötülüğü iyilikle sav. O zaman aranda düşmanlık olan kişinin can dostun olduğunu görürsün.
35 Bu davranışı ancak sabırlı olanlar gösterebilirler. Bu (başarı, sabırda) büyük bir seviye kazanmış olanlardan başkasına verilmez.
Allah kesin konuşmamızı istememiş. İnşaalah deyin demiş. İnşaallah, Allah gerekli desteği verirse demek.
Kehf
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
23. “Hiç bir iş için: "Ben bunu yarın yapacağım" deme,
24. "Allah gerekli desteği verirse (yaparım)" dersen o başka. (Ashab-ı Kehf gibi İnşaallah demeyi) Unutursan Rabbini hatırla ve de ki "(Bunda bir hayır vardır) Belki Rabbim beni bundan daha iyi bir işe yöneltir ."
Borç alma verme verme durumlarında borcu yazıyla kaydetmen gerektiğini biliyor muydun?
Bakara
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
282. Ey inanıp güvenenler, birbirinize belli bir vadeye kadar borçlandığınızda borcunuzu yazın. Bir yazıcı, aranızda doğru olarak yazsın. Yazıcı Allah’ın bu ayette öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın. Yazıyı borçlu yazdırsın. Sahibi(Rabbi) olan Allah’tan çekinsin de borçtan bir şeyi eksiltmesin. Borçlu; sefih[1*], güçsüz[2*] veya söyleyip yazdıramayacak durumda ise onu velisi, doğru olarak yazdırsın. Erkeklerinizden iki kişiyi de şahit tutun. İki erkek yoksa bir erkek ile iki kadın da olur. Bunlar, şahitliğini kabul edeceğiniz kişilerden olsunlar. Kadınlardan biri unutur veya yanılırsa, diğeri hatırlatır. Şahitler çağrıldıklarında kaçmasınlar. Borç ister büyük ister küçük olsun, vadesi ile birlikte yazmaktan üşenmeyin. Allah katında böylesi daha düzgün, şahitlik için daha sağlam, şüpheye düşmemeniz için daha uygundur. Aranızda alıp verdiğiniz peşin ticaret olursa, onu yazmamanın size günahı olmaz. Alım satım yaptığınızda şahit tutun. Yazıcı da şahit de zarar görmesin; onlara zarar vermeniz, yoldan çıkmanız olur. Allah’tan çekinerek korunun. Bunu size Allah öğretiyor. Her şeyi bilen Allah’tır.
283. Yolculukta olur da yazacak birini bulamazsanız, yapılacak olan rehin almaktır. Biriniz diğerine güvenir (borcu yazmaz, rehin de almaz) ise, kendine güvenilen kişi, Sahibi olan Allah’tan çekinerek korunsun da güveni kötüye kullanmasın Şahitliği gizlemeyin. Kim gizlerse kalbi iyilikten uzaklaşır. Yaptığınız her şeyi bilen Allah’tır.
[1*] Beceriksiz, malının değerini bilmeyip, gereksiz harcama yapan.
[2*] Çocuk, bunak veya çok yaşlı
Bu ayetten kıyamet kopartan bir güruh var. Vay efendim bir erkeğin şahitliğine iki kadın denmiş. O dönem Mekke ticaretin yoğun yapıldığı bir yer. Ticaret de erkeklerin elinde. Elbette Hatice validemiz gibi ticaret yapan kadınlar da olmuş ama genelde kadınlar ticaret ve ekonomiyle ilgilenmezdi. Bu yüzden Allah iki kadın diyor, gerekçesini de söylüyor; Kadınlardan biri unutur veya yanılırsa, diğeri hatırlatır.
Bu ayeti biliyor muydun?
Nisa
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
140. O, bu Kitapta size şunu indirmiştir: "Allah'ın ayetlerine görmezlik edildiğini[*] ve hafife alındığını işittiğiniz zaman onlarla oturmayın. Başka bir söze geçinceye kadar böyle yapın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz" Allah, bütün münafıkları ve kâfirleri cehennemde bir araya getirecektir.
[*] Arapça’da kefere (küfr) bir şeyin üstünü örtmek veya kendini o şeye kapatmak, görmezlik etmek anlamına gelir. Allah’ın ayetlerini kafasına göre açıklamak, onları bağlamından koparıp başka tarafa çekmek, kelimelerin anlamlarını değiştirmek, görmezden gelmek, o ayetler karşısında yalan yanlış şeylere sarılmak, inkar etmek eylemlerinin hepsi küfür olup bunu yapana kafir denir.
Aynı konuda peygamberimize de emir verilmiş. Bize de örnektir.
Enam
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
68. Ayetlerimiz hakkında haddini aşanları görürsen başka konuşmaya geçinceye kadar onlardan yüz çevir. Şeytan sana unutturursa hatırladıktan sonra artık yanlışlar içindeki o toplulukla bir arada olma.
Adaletle ilgili bu ayetleri her Müslüman ezbere bilmeli.
Nisa
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
58. Allah size, görevleri mutlaka ehline (uzmanına) vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman, adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah; hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.
135. Ey inanıp güvenenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için şahitlik yaparak, adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). Çünkü Allah ikisine de daha yakındır. Öyle ise adaleti yerine getirmede nefsinize uymayın. Eğer (şahitlik ederken gerçeği) çarpıtırsanız veya (şahitlikten) çekinirseniz (bilin ki); şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Örnek verdiğim bu ayetler hakkında açıklamalı bilgi edinmek isteyebilirsin. Bu ayrı bir şey. O zamanda bilen birinden ya da kitaplardan bilgi edinirsin. Allah Kur’an’da nasıl bir kul olmamız gerektiğini, neler yapıp neleri yapmamamız gerektiğini açıklamış. Bütün Müslümanlar bu ayetleri öğrenmeli. En kötü tercüme edilmiş meali okusan bile bunları öğrenebilirsin.
Bu ayetleri ne güzel anladın değil mi? Alttaki Nur suresinin ayetleri çok dikkat çekici, bu ayetlere özellikle dikkat çekmek istiyorum. Bir evde Allah’ın ismi anılıyorsa, bu Allah izin verdiği içindir ve o insanları Allah’ı anmaktan hiçbir şey alıkoymazmış. Ne günün yorgunluğu ne dünyevi işler, ne nefisleri ne şeytan ne televizyon, ne bilgisayar, ne de diğer işler Allah’ı zikretmeye engel değildir. Ancak bu insanlar akıbetlerinden korkarlar ve onlar Allah’ın nuruna kavuşurlar. Bu ayetlere dikkat et. Gidip bir yerde evliya hikâyeleri, uydurulmuş hurafeler mi dinlemek iyi yoksa Allah’ın nuruna ulaşmak mı? Hangisini tercih edersin? Sorunumuz burada. Allah’a ulaşmaya aracı arıyorlar halbuki Kur'an diyor ki kendi evimizde bile Allah izin verirse, Allah’ı zikrederek Allah’ın nuruna ulaşabiliriz.
Nur
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
35. Gökleri ve yeri aydınlatan Allah’tır. O’nun nuru/Kitabı, duvardaki bir oyuğa konmuş lamba gibi aydınlatır (bütün ayrıntıları gösterir). Lamba, camın içinde, cam da inciyi andıran yıldız gibidir. Yakıtı, doğu tarafına da batı tarafına da ait olmayan (Güneş ışığını sabahtan akşama kadar alan) bereketli zeytin ağacındandır. Yağı, ateş almamışken bile ışık saçar gibi parıldar. Işık üstüne ışık! Allah, gerekeni yapanı kendi ışığına/kitabına yöneltir. Allah insanlara örnekler verir. Allah her şeyi bilir.
36. (O ışık) yüce tutulmasına ve içlerinde adının anılmasını Allah’ın izin verdiği evlerde olur. Oralarda sabah akşam (insanlar) Allah’a boyun eğerler.
37. (O ışıktan yararlananlar) Öyle adamlardır ki, onları ne ticaret, ne alış veriş onları Allah’ın zikrinden (Kur’ân’dan), namazı tam kılmaktan ve zekatı vermekten alıkoyabilir. Onlar, kalplerin ve gözlerin döneceği bir günden korkarlar.
38. Allah’ın, onları yaptıklarının en güzeli ile karşılaması ve ikramıyla daha da artırması için böyle yaparlar. Allah, gerek gördüğü[*] kişiye hesapsız rızık verir.
[*] Şâe = شاء fiilinin kökü, “bir şeyi var etme” anlamında olan şey =شيء’dir. İnsanın bir şeyi var etmesi, gerekeni yapması ile olur” (Müfredât).
Senin evinin de Allah’ın Kendisini anmaya izin verdiği evlerden olmasını istemez misin?
Bu ayetler apaçık Arapça ile indirilmiş ayetler bir takım adamlar diye adının anılmasına izin verdiği adamlar senden benden farklı insanlar değil. Neyi arzu ettiğinle, neyi tercih ettiğinle ilgili. O adamlardan olmak istersen gereği gibi çalışırsan Allah seni de o adamlardan yapar. Sırası gelen bu dünyadan ayrılıyor, sen de ayrılacaksın. Ne tarafın adamı olduğun bu dünyada ne yaptığınla ilgi bunu hiç unutma.
Ayette "hiçbir ticaretin ve hiçbir alışverişin kendilerini Allah'tan ayıramayacak" insanlara vurgu yapılıyor? Dinle bakayım ve bugüne uyarla bu ayetleri. Allah'ı bırakıp başka şeylerin peşine gitme.
Gösterdiğin gayrete bağlı senin de evin Allah’ın adını anmasına izin verdiği evlerden olacağı gibi bir de Allah'ın Kur'an'da anlattığı kulları var, Furkan suresinin 63 ile 76. ayetleri buna örnek. Allah'ın anlattığı bu kullarından olmak istemez misin? Allah'ın övdüğü bir insan olmak karşısında dünyada hangi kazanç daha üstündür? Bırak dünyayı bu evreni sana verseler, yaşadığın sürece bu evren senin olsa, Allah'ın överek bahsettiği bir insandan daha fazla şeye mi sahip olmuş olursun? Dünyadaki bütün başarılar gelip geçici, dünyada kalmaya mahkumdur ama Allah'ın anlattığı kullarından olursan hem dünyayı hem ahireti kazanmış olursun. Bunları Kur'an'dan öğreniyoruz. Allah bu Kur'an'la insanların manen kendisine yakınlaşabileceğini söylemiş. Furkan 63-76'yı yazacağım, bu ayetlerde anlatılan kullardan olmaya çalışırsan manen Allah'a yaklaşabilirsin. Bu yakınlaşmaya "manen" diyorlar çünkü Allah'ın bir mekanı varda oraya yaklaşmak gibi olmadığını vurgulamak için. Bu ayetlerin peşine Bayraktar hocanın Allah'a yakınlaşma konuşmasını ekleyeceğim.
Furkan
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
63. O Rahmân’ın kulları yeryüzünde mütevazı olarak yürürler.
Cahiller kendilerine lâf attıkları zaman;
“Selâm size!” derler.
64. Onlar Rableri için secde ederek ve kıyamda durarak gecelerler.
65. Onlar şöyle derler:
“Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzaklaştır.
Şüphesiz onun azabı, yapışkan bir azap olmuştur.
66. Orası kalacak bir yer ve bir makam olarak ne kötüdür!”
67. Onlar harcadıkları zaman savurganlık etmezler
ve
cimrilik de etmezler.
Bu ikisinin arasında dengelidirler.
68. Onlar Allah ile birlikte başka bir ilâha yalvarmazlar.
Haklı bir gerekçe (savunma durumu) olmadıkça,
Allah’ın haram kıldığı canı öldürmezler
ve
zina da etmezler.
Kim bunları yaparsa ağır bir cezayla karşılanır.
69. Kıyamet günü azap onun için kat kat olur.
Horlanmış olarak azabın içinde sonsuz kalır.
70. Ancak tövbe eden,
iman eden, faydalı işi en iyi şekilde yapan başka!
İşte Allah onların kötülüklerini iyiliklerle değiştirir.
Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
71. Kim tövbe eder de faydalı işi en iyi şekilde yaparsa,
şüphesiz o, tövbesi kabul edilmiş olarak huzurumuza döner.
72. Onlar ki, yalan şahitlikte bulunmazlar.
Boş ve saçma sözlere rastladıkları zaman,
vakarla (dikkate bile almadan) geçip giderler.
73. Onlar ki, kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman;
onlara karşı kör
ve
sağır (ilgisiz) davranmazlar (hemen dikkat kesilirler).
74. Onlar ki; “Rabbimiz, bize gözümüzü aydınlatacak eşler
ve
çocuklar lütfet,
bizi başkalarına zarar vermemekte imam/önder kıl” derler.
75. İşte onlar, sabretmelerine karşılık saraylarla ödüllendirilecekler.
Orada mutluluk ve selâm/esenlik dileğiyle karşılanacaklar.
76. Orada sürekli kalıcıdırlar.
Orası kalacak yer ve bir makam olarak ne de güzeldir!
Müminlerin bütün özelliklerini burada yazmayayım. Siteden bir bak müminler nasıl insanlarmış. Bir de sitenin adı olan “Allah Kullarından neler istiyor” bölümünü oku. Haberin olsun bu bölüm dört sayfadır. Hatta okumaktan öte bu iki konuyu hayatına geçir.
kuranda-anlatılan-örnek-muminler
Bu sayfanın adı "Kur'an'ı Oku" Okursan üstteki ayetlerde yazan insanlardan olmak istersin. İki video göstereceğim. Bunları dinleyince ne demek istediğimi tam anlamıyla anlayacaksın. Bayraktar hoca Allah'a manen yaklaşma yollarından birinin Kur'an olduğunu anlatıyor. Bu, Kur'an'ı hayatına geçirmen demek. Ayetler senden neler yapmanı istiyorsa bunu tatbik eden Bayraktar hocanın anlattığını yaşar. Peşine Yahya hocadan insanlar hangi amaçlar için Kur'an okuyor listesini göstereceğim. Müslümanlar ne kadar saçma salak bir durumda haberleri yok. Bunu saçmalığı neden göremiyorlar gerçekten anlamıyorum. Bayraktar hocayı dinleyince neden Kur'an'ı oku, öğren diyorum çok daha iyi anlayacaksın. Yine elimden gelen bu kadar. Yapabildiğim şey doğru yolu göstermek. Gerisi sana kalıyor. Sen tercihini doğrudan yaparsan, gösterdiğim dersleri dinleyerek bir gayret içine girersen inşallah Allah farklı bir idrak verecek.
Bayraktar hocadan dinlediklerinle Yahya'nın anlattıklarnı kıyasla; Allah Kur'an'ı neden gönderdi, insanlar ne maksatla okuyor.
Ali Şeriati
"Kur'an okunmadığı ve anlaşılmadığı takdirde sıradan bir kitap ya da beyaz bir defterle aynı değerdedir. İşte bu yüzden onun okunmaması, üzerinde düşünülmemesi ve anlaşılmaması için bu denli çaba harcamaktardırlar. Ve bu çaba içerisinde olanlar şunu bahane ederler: "Biz Kur'an'ı anlayamayız, Kur'an'ın yetmiş batını vardır, yetmiş batınının da yetmiş batını." Kur'an'ın akılla tefsir edilmesi yasaklanmıştır ve haramdır bahanesine sığınırlar. Bu nedenle dost kisvesi altında, Kur'an'ın lehine konuşuyormuş süsü vererek, halkı ondan uzaklaştırmak amacı güden, Kitab'ın anlaşılmasının çok zor olduğunu söyleyen düşmanlara Kur'an'ın kendisi tekrar tekrar şöyle feryat etmektedir: "Onlar hala Kur'an'ı gereği gibi düşünmeyecekler mi?" Nisa/82"
Ali Şeriati - Kadın (Fatıma Fatımadır) kitabından