Bu bölümün alt sayfalarını sırayla okuduysan infakın ne kadar önemli bir şey olduğunu görmüşsündür. Bunun kadar önemli bir konu da israf. İsraf edilen her şey, ihtiyaç sahibi bir başkasının mahrumiyetidir. Bir insan her hangi bir şeyi israf ederse bu onun işine yaramamış, boşa gitmiş demektir. Öte yandan israf edilen o şey ihtiyaç duyan birine verilebilirdi ama israf edildiği için onun da işine yaramadı. İsrafın kimseye faydası yoktur, Allah da israf edenleri sevmez.
Araf
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
31. Ey Âdem evlatları! (Kız ve Oğulları!)
Her mescid’te en güzel giysilerinizi giyin.
Yiyin için fakat savurganlık etmeyin.
Çünkü O, savurganları sevmez.
İsra
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
26. Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver.
Ama gereksiz yere saçıp-savurma!
27. Şüphesiz saçıp-savuranlar şeytanların kardeşleri olmuşlardır.
Şeytan ise, Rabbine karşı nankör olmuştur.
Enam
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
141 - Çardaklı, çardaksız bahçeleri, yemesi farklı hurmaları ve ekinleri, birbirine benzeyen ve benzemeyen zeytinleri ve narları var eden O’dur. Bunlar ürün verince ürünlerinden yiyin. Hasat gününde de O’nun hakkını[*] verin. Sakın saçıp savurmayın. O saçıp savuranları sevmez.
[*] Zekatı
Alttaki ayetler bir bütün, takva sahibi, Allah'a gönülden bağlanan insanların özelliklerini sayıyor.
Furkan
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
63. O Rahmân’ın kulları yeryüzünde mütevazı olarak yürürler.
Cahiller kendilerine lâf attıkları zaman;
“Selâm size!” derler.
64. Onlar Rableri için secde ederek ve kıyamda durarak gecelerler.
65. Onlar şöyle derler:
“Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzaklaştır.
Şüphesiz onun azabı, yapışkan bir azap olmuştur.
66. Orası kalacak bir yer ve bir makam olarak ne kötüdür!”
67. Onlar harcadıkları zaman savurganlık etmezler
ve
cimrilik de etmezler.
Bu ikisinin arasında dengelidirler.
68. Onlar Allah ile birlikte başka bir ilâha yalvarmazlar.
Haklı bir gerekçe (savunma durumu) olmadıkça,
Allah’ın haram kıldığı canı öldürmezler
ve
zina da etmezler.
Kim bunları yaparsa ağır bir cezayla karşılanır.
Alttaki resimlerde senin parfümlerinin ve ayakkabılarının bir kısmı görünüyor.
Bunlar da eşofman türü şeyler, hepsi aynı şey ama aynı şeyden seksen tane var.
İnsanın ihtiyacına ve gelirine göre bazı şeylerden iki üç dört tane olması normal. üç dört tane montun, kabanın, ayakkabın olabilir. Gömleklerin tişörtlerin çok daha fazla olması normaldir ama elli tane ayakkabı olması normal değildir. Senin elli tane ayakkabın yoksa bile yakındır. Kullanmadığın kırk tane ayakkabın olduğunu düşünsek, bir de ayağında ayakkabı olmayan insanlar düşünsek. Burada bir tuhaflık yok mu? Eğer müslümansan tuhaflık var demelisin. Biliyorsun ihtiyacından fazlasını ihtiyaç sahiplerine vermeye infak deniyor. Bu Allah'ın emridir. Bu bir imtihandır. İnsanlar Allah'a inandıklarını söylüyor, Allah da "madem inandığınızı söylüyorsunuz o zaman size verdiğim rızıkların fazlasından siz de ihtiyaç sahiplerine verin" diyor. İmtihan kısmı dünyayı malı mülkü mü tercih edeceksin yoksa Allah'ı mı? Ayakkabısı olmayan bir çocuk göstereyim.
İbrahim
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
31.İnanan kullarıma söyle: “Namazı gereği gibi kılsınlar,
kendilerine rızık olarak verdiklerimizden,
gizlice ve açıkça bağışlasınlar.
İçinde alışverişin
ve
dostluğun bulunmayacağı gün gelmeden önce.”
Sokaklarda çıplak ayaklı, üstü başı olmayan insanlar varken kimse kolay hesap vereceğini zannetmesin. Allah israf edenleri bu yüzden sevmiyor olsa gerek; bazı insanların evinde ihtiyacının çok üstünde eşya var bazı insanlarda ise hiç yok. Diyebilirsin ki " olmadığım halde ben de fakirler gibi mi yaşayayım." Hayır dediğim bu değil. Gelirine göre yaşa. Kazancın nasılsa ona göre pahalı şeyler alabilirsin, bu sorun değil. Sorun olan ihtiyacından fazla alman. İhtiyacından fazlasından yardım yapacaksın. Allah dengeyi sağlayalım istiyor. Sanırım bu sayfayı çok uzatmama gerek yok. İsraf etme, infak et. Ayette koyu belirttiğim yere dikkat et. Olay bu.
Tegabün
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
16 - Siz, var gücünüzle Allah’tan çekinerek korunun. O’nu dinleyin ve O’na boyun eğin. Kendi iyiliğiniz için hayra harcama yapın. İçlerindeki doyumsuzluktan korunanlar umduklarına kavuşacak olanlardır.
Rasullullah sallallahu aleyhi ve sellem, şöyle söyledi,“Kibirsiz ve israf etmeden yiyiniz, içiniz, giyiniz ve sadaka veriniz.”
Tirmizî, Bir 41, .IV, .343
Bir defasında Rasullullah sallallahu aleyhi ve sellem, Sa’d’e uğradı. Sa’d bu esnada abdest alıyordu. Resûlullah (asm), (onun suyu aşırı kullandığını görünce); "Bu israf nedir?" diye sordu. Sa’d de, "Abdestte de israf olur mu?" dediğinde Hz. Peygamber (asm) de “Evet, hatta akmakta olan bir nehirde abdest alsan bile.” şeklinde cevap verdi.
Ebu Davud, Cihad, 21, c.III, s.27
Hâlid İbni Ömer el-Adevî şöyle dedi:
Basra Emîri olan Utbe İbni Gazvân bize bir konuşma yaptı. Önce Allah’a hamd ve senâda bulundu. Sonra sözlerine şöyle devam etti:
Şüphesiz bu dünya geçicidir ve durmaksızın arkasını dönüp gitmektedir. Ondan kalan, sahibinin içip de kabın dibinde bıraktığı kalıntı su kadar bir miktardır. Siz bu dünyadan, gelip geçici olmayan bir diyara taşınacaksınız. Oraya hayırlı, iyi ve güzel işlerinizle taşınmaya çalışınız. Çünkü bize anlatıldığına göre, cehennemin kenarından atılan bir taş, yetmiş sene yol alıp yine de onun dibine ulaşmayacaktır. Allah’a yemin ederim ki, cehennem mutlaka doldurulacaktır. Siz buna şaşırdınız mı? Yine bize anlatıldığına göre, cennetin kapılarının iki kanadı arasında kırk senelik mesafe vardır. Cennette öyle bir gün gelecek ki, yoğunluktan kapısına kadar dolacaktır. Ben Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’le birlikte olan yedi kişinin yedincisi olduğumu görmüşümdür. Bizim ağaç yaprağından başka yiyeceğimiz yoktu. Bu yüzden dudaklarımız yara olmuştu. Ben giyecek bir örtü bulmuştum da ikiye bölüp Sa’d İbni Mâlik’le paylaşmıştık. Yarısını ben, diğer yarısını da Sa’d beline dolamıştı. Bugün her birimiz bir şehre vâli olmuş bulunmaktayız. Ben, kendimi büyük görüp de Allah katında küçük olmaktan Cenâb-ı Hakk’a sığınırım.
Müslim, Zühd 14