Bu konu insanlık tarihi boyunca ne kadar geri gidiyordur acaba? Orta çağ'da ölümsüzlük arayışına girenler olmuş ama mesela Nuh peygamber zamanında da insanlar ölümsüzlüğü arıyor muydu? Bu arayış ne zaman ortaya çıkmış merak ediyorum. 15. yy'da Nicolas Flamel adında bir simyacı ölümsüzlüğü arıyormuş. 1493'te Kristof Kolomb'la birlikte dünyayı keşif seferine katılan Juan Ponce de Leon diye biri bu seferde Puerto Rico'ya çıkmış. Orada yerlilerden Bimini adasındaki sihirli su hakkında anlatılanların ardından bu suyun peşine düşmüş. Sihirli su dediği de gençleşme olayı. 1950'lerden beri bizim çağda da ölümsüzlük arayışı başladı. Önceleri az yeme ya da ne yenmesi gerektiği üzerine yapılmış çalışmalar. Sonra insanoğlunun gen haritası çıkarılınca bu sefer genlerle ilgili çalışmalar başlamış. Teknolojinin gelişmesiyle ölen bedenleri sıvı nitrojen içinde dondurma seçeneğini ortaya çıkmış. En son yapılmak istenen, insan hafızasını bilgisayara aktarıp bir nevi bilgisayarda ölümsüz olmayı sağlamaya çalışıyorlar. Tarih boyunca yapılan her türlü ölümsüzlük arayışına karşılık Kur'an ne diyor acaba? Kur'an Allah'ın yeryüzünde, gökyüzünde, insan vücudunda vs belirlediği ölçüleri gösteren tek kaynaktır. Allah ölümün bir ölçüsü olduğunu ve kimsenin bunun önüne geçemeyeceğini söylüyor.
Vakıa
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
60. Biz aranızda ölümün ölçüsünü koyduk; kimse bizden kaçıp kurtulamaz.
61. Bunu, görüntünüzü değiştirmek ve bilmediğiniz bir görüntüde sizi yeniden yapılandırmak için yazdık.
62. Şimdiki yapınızı iyi biliyorsunuz. Keşke elinizdeki bilgileri kullanıp da aklınızı başınıza alsanız?
Bu ayetler bilime yol göstermeli. Olmayacak bir şeyi arayıp durmanın bir anlamı yoktur. Kimse ölümü yok edemez. O zaman kaynaklar ve zaman daha faydalı araştırmalar için kullanılabilir. Allah ölümü neden taktir etmiş? Bizi, bilmediğimiz bir yapıda tekrar yaratmak için. O zaman ölümsüzlüğü aramanın hiçbir anlamı yoktur çünkü yeniden yaratılış ölümsüzlüğün başladığı ilk gündür. O zaman bu dünyaya bağlanmanın da bir anlamı yoktur. Allah pek çok ayette bu dünyanın geçici bir yer olduğunu söylüyor. Bir örnek vereyim;
AL-İ İMRAN SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
14. Kadınlar, oğullar, yük yük altın
ve
gümüş, salma (serbest dolaşan) atlar, davarlar
ve
ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler,
insanlara süslü göründü.
Bunlar dünya hayatının geçimliğidir.
Oysa asıl varılacak güzel yer ancak Allah’ın katındadır.
15. De ki: “Size onlardan daha hayırlısını haber vereyim mi?
Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için Rableri katında,
içinden ırmaklar akan,
içinde ebedi kalacakları cennetler,
tertemiz eşler
ve
Allah’ın rızası vardır”.
Allah kullarını hakkıyla görendir.
On dördüncü ayetin başında "kadınlar" diyor da neden "erkeler" de demiyor? Cümlenin sonuna bakarsan Allah bunları "süs" gibi yaratmış. Kadınlar süstür. Kadınlar bile kendi hem cinsleri hakkında konuşur. Bu yazdıklarımda istisnalar olur ama genelde bir kadının giydiği kazaktan çoraba kadar diğer kadınlar da hakkında konuşur. Erkekler böyle değildir. Onlar birbirinin kılık kıyafeti hakkında çok konuşmaz. Sebebi ayette yazıyor; Allah kadınları süs gibi yaratmış. Herkes hakkında konuşur, çekemez, kıskanır vs. Ayette diğer sayılan mal mülk, iş güç, çoluk çocuk da insanlara cazip görünen geçici dünyanın kavgasıdır. Allah bunların hepsinin bir oyunda oynamak gibi gelip geçici olduğunun asıl hayatın ahirette olacağını söylüyor. Hayatını neleri elde etmek için harcarsan harca sonunda elinde hiçbir şey kalmayacak. Ölüm seni ahirete götürürken hepsini bu dünyada bırakacak. Bir ayet bloğu daha yazayım.
ÂLÂ SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
14. Muhakkak ki, kurtulmuştur temizlenen,
15. Rabbinin ismini anıp namaz kılan/(O’na) ibadet ve dua eden.
16. Ama siz, dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
17. Oysa ahiret hayatı daha hayırlı ve sonsuzdur.
18. Şüphesiz bu, önceki sahifelerde de vardır;
19. İbrahim’in ve Musa’nın sahifelerinde...
Kur'an'a bütüncül bakarsak, dünya ve ahireti tercih edenlere neler olacak diye ayetleri çıkartırsak ki ben çıkarttım, görünen şudur; dünyayı istersen Allah haksızlık yapmadan dünyadan payını verir ama bu insanların ahiretten alacağı hiç bir şey yoktur çünkü ahireti istemiyorlar. Ahireti isteyen ne alacak? Cevabı altta.
AL-İ İMRAN SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
18. Kim sadece dünyayı isterse, istediğimiz kişiye gerek gördüğümüz kadarını bu dünyada çabucak verir, sonra ona cehennemi alçalmış ve terk edilmiş olarak kalacağı bir yurt yaparız.
19 Kim de ahireti ister ve bir mümin olarak onun için gereği gibi çalışırsa, işte onların çalışması karşılığını bulacaktır.
20. Bunlardan her birine Rabbinin ikramından da veririz. Rabbinin ikramı engellenemez.
21. Onlardan kimini kimine nasıl üstün kıldığımıza bak! Ahiretteki derece farkları elbette daha büyüktür, üstünlükler de daha büyüktür.
Son ayeti görüyor musun? Zenginlikten tut yüksek zekaya kadar Allah bazı insanları bu dünyada diğerlerinden üstün tutmuş. Bazı fizikçilerin, doktorların, felsefecilerin, matematikçilerin vs vs zekası diğerlerinden çok yüksek, sebebi muhtemelen buluşları yapan, olayları anlayan, insanlara anlatanlar olsun diye olsa gerek. Bill Gates mesela, bugünkü bilgisayar sistemlerini ona borçluyuz. Programları o yazmadı ama neyin nasıl olacağına o karar verdi, onun kararları yazılıma geçti, bugünkü bilgisayar sistemleri oluştu. Bizim ülkemizde zekası Bill Gates'den çok daha yüksek insanlar var ama onlar böyle bir bilgisayar sistemi oluşturamadı. Ayetteki "onlardan kimini kimine nasıl üstün kıldığımıza bak!" ifadesinin açılımı bu olsa gerek. Gel şimdi ahirete, ayetteki ahiretteki dereceler için kullanılan ifadeye dikkat et; "Ahiretteki derece farkları elbette daha büyüktür." Bu dünyada kendini diğer insanlarla kıyasla; hangi konularda senden daha üstünler? Hiç önemli değil. Bu dünya geçti geçiyor. Sen Allah'ın istediği gibi bir kul olur, ibadetlere devam eder ve ömrün boyunca salih amel yani Allah'ın iyi dediği işlerden yaparsan, ahirette senin derecen dünyada senden üstün olanlardan tahmin edemeyeceğin kadar yüksek olacak. Allah böyle bir açık çek vermiş. Bunu kullanmak akıllıca olmaz mı? Çünkü Allah diyor ki;
ANKEBUT SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
64. Bu dünya hayatı; yalnızca bir oyun ve oyalanmadır. Asıl hayat, ahiret yurdundaki hayattır. Keşke bilseler.
Bilmiyorum, belki yazılarımı ayetteki "keşke bilseler" ifadesi için bir "açılış" kabul edersin. Belki bu yazılar seni bilmeye teşvik eder.
Kur'an'da çok sık geçmiş kavimlerin başına gelenler anlatılır. Bunun pek çok sebebi var. Onlardan biri dünya hayatının onları aldattığını göstermek. Allah onları anlatarak dünya hayatının onları aldattığını, onları aldatan dünyanın bizi de aldatabileceğine dikkat çeker. Yukarıda "keşke bilseler" diyor ya, bil bunları. Onları bize anlatıp, ayrıca bize yönelik ifadelerle bizi uyarıyor.
LOKMAN SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
33. Ey insanlar! Rabbinize karşı yanlış yapmaktan sakının. Ana babanın, evladının başına gelen hiçbir şeyi; evladın da anası ve babasının başına gelen hiçbir şeyi savamayacağı günden korkun. Allah'ın vaadi gerçektir. Öyleyse dünya hayatı sakın sizi aldatmasın. O çok aldatıcı (insan ve cin şeytanları da) sakın sizi Allah ile aldatmasın.
"Benim imanım var, ben aldanmam" deme. Geçmiş kavimler nasıl aldandıysa sen de aldanırsın. Ayetin sonuna dikkat et "sakın sizi Allah ile aldatmasınlar" deniyor. "Ben ibadet etmiyorum ama benim kalbim temiz" demeye başladığın an, kendini kandırmaya başladığın andır. Kıyamet suresindeki ayetler üzerinden biraz düşünelim;
KIYAMET SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
20. Hayır (yanlış yapıyorsunuz)!, bir an önce elinize geçecek şeyleri seviyorsunuz.
21. Ahireti bir kenara bırakıyorsunuz.
22. O gün birtakım yüzler parlaktır.
23. Rablerine /Sahiplerine bakmaktadır.
24. O gün bazı yüzler de asıktır.
25. Onlar da bel kemiklerinin kırılacağını sanacaktır.
26. Hayır, hayır! Can boğaza gelip köprücük kemiklerine dayandığı zaman:
27. "Kim okuyucu? (buna okusun!)" denir.
28. Halbuki o şahıs, ayrılık vaktinin geldiğini anlamıştır.
29. Bir bacağı diğerine dolaşmıştır.
30. O gün varılacak yer Rabbinin huzurudur.
Bu ayetlerde kafirlerin ölümü anlatılıyor. Ama baş taraftaki ifadelere dikkat et. Allah, "Hayır (yanlış yapıyorsunuz)!, bir an önce elinize geçecek şeyleri seviyorsunuz. Ahireti bir kenara bırakıyorsunuz" diyor. Şimdi düşün, bu ifadeler doğru değil mi? Bir an önce eline geçecek şeylerin peşinde değil misin? Bir işe gireyim, ama iş yerinde namaza başörtüsüne izin vermiyorlar. Olsun ben şimdi bu işe gireyim, belimi biraz doğrultayım, ileride namazı da düşünürüm. Hemen eline geçek şeyi istemiş olmadın mı? İmtihanı kaybettin işte. İşi tercih ettin. Namaz da kılabileceğin bir iş için sabretseydin, namaza devam etseydin ahireti tercih etmiş olacaktın. Allah "faizden uzak durun" derken, ev, araba almak istiyorsun ya da iş kuracaksın hemen bankaya koşup faizli kredi çekiyorsun. "Kardeşim başımızı sokacağımız bir evimiz yok. Bir evimiz olsun sonra faizden de uzak dururuz." İyi de yine imtihanı kaybettin. Faize girmemen, sabretmen, faizsiz bir yol bulman gerekiyordu ama sen hemen eline geçeni tercih ettin. Buna imtihanı kaybetmek deniyor. Spora gidiyorsun, sağlıklı yaşam önerilerine dikkat ediyorsun, kilo almamaya çalışıyorsun, biri konsere, müzikli mekana çağırdı mı gidiyorsun ... bütün bunları yaparken eğer ahireti de düşünüp ibadetlerini yapıyorsan, haramlardan uzak duruyorsan sorun yok ama eğer ahiret için hiç bir şey yapmadan bunları yapıyorsan 20-21. ayet sana diyor "Hayır (yanlış yapıyorsunuz)!, bir an önce elinize geçecek şeyleri seviyorsunuz. Ahireti bir kenara bırakıyorsunuz."
Ayetlere dikkat ettiysen Allah "dünyadan vaz geçin" demiyor, "dünya sizi aldatmasın" diyor. İman ettik diye eve kapanıp kendimizi ibadetlere vereceğiz diye bir şey yok. Önemli olan dünya ahiret dengesini tutturabilmek. Allah bu dünyanın geçici olduğunu, bu dünyaya bağlanmamak gerektiğini söylüyor. Ahirete teşvik ediyor. Kur'an'da cenneti ve cehennemi anlatması bunu idrak edebilmemiz için. Şunu unutma; Allah Kur'an'da cenneti anlatır peşine "bu mu daha iyi yoksa cehennem mi" diye soru sorar. Sürekli kıyas yapar. Ya da önce Cehennemi anlatır "bu mu daha iyi yoksa Cennet mi" der cenneti anlatır. İnsanların kıyas yapmasını ister. Ayetleri okuyup, böyle bir kıyasa girersen cehennemliklerin aslında dünyaya çok kıymet verdikleri, 1000 yıl yaşamak istedikleri, her ne olursa, ne elde etmek isterlerse dünyada olsun istediklerini görüyoruz. Buna karşılık cennetlikler ise hem dünyada bir şeyler yaşamak, elde etmek isterler hem de ahirette. Bir denge tuttururlar. Mesela;
BAKARA SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
200. Hacda yapmanız gereken ibadetleri yerine getirirken Allah’ı, babalarınızdan öğrendiğiniz gibi, hatta daha güçlü dualarla anın. İnsanlardan kimi der ki: “Rabbimiz! Bize ne vereceksen, bu dünyada ver!” Onun ahiretle ilgili bir kazanımı olmaz.
201. Onların kimi de: “Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik (ver) ve bizi ateşin azabından koru” der.[*]
[*] Allah’tan hem dünya hem de ahiret saadetini istemek en doğru yakarıştır. Bu ayetten anlıyoruz ki insan hem dünya hem de ahireti için çalışmalıdır. Dünya ve ahiret kavramları aslında tek bir hayatı ifade eder. Dünya, gerçek hayatın başlangıç kısmı ve geçici olanı olup insanların tekâmül etmesi ve bazı sınavlardan geçmesi için de kısa süreli bir yaşama alanıdır. “Dünya için çalışmaya değmez.” diyerek dünyadan el etek çekmek ve dünyalıklardan tamamen arınmak doğru olmadığı gibi (Kasas, 28/77; Mülk, 67/15; A’râf, 7/3), ahireti unutup tamamıyla dünyaya ve dünyalıklara odaklanmak da doğru değildir.
Dünya; ahiret yolculuğunda bir araçtır, amaç değil. Yani birer emanet olan evlat, mal, mülk, makam, şöhret gibi dünyalıkları kazanmak insan için ana gaye olmamalıdır. İnsan her iki âlemin de güzelliklerini istemeli, dünyasını imar ederken ahiretini, ahiretini inşa ederken de dünyasını berbat etmemelidir. Dünya-ahiret dengesini dikkate alarak bir hayat nizamı oluşturmalı ve bu nizamı oluştururken de Allah’ın istediklerini hayatının merkezine almalıdır. Yani hiç ölmeyecekmiş gibi güzel, faydalı ve kalıcı işler yapmalı; hemen ölecekmiş gibi ebedi hayat için hazırlıklı olmalıdır. (Cemal Külünkoğlu Tefsiri)
202. Her iki tarafın alacağı pay, gösterdikleri çabaya bağlıdır[*]. Allah hesabı çabuk görür.
[*] İstediğini elde etmek için dua yetmez, çalışmak da gerekir. (Süleymaniye Vakfı Tefsiri)
Sen de böyle dua et; “Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik (ver) ve bizi ateşin azabından koru.” Dünya Ahiret dengesini tuttur. Bu hayat geçici, süs gibi bir şey ama imtihanlarla dolu bir hayat. Dünyanın süslü görünen tarafına aldanmadan ama imtihan olurken de sabrederek bize tanınan süreyi tamamlamak durumundayız. İki ayet daha yazıp, ilgili ayetlerin linkini vereyim.
KASAS SURESİ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
60. Size verilen her şey, yalnızca dünya hayatının geçimi ve süsüdür. Allah’ın katında olan ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâlâ akletmiyor musunuz?
61. Şimdi kendisine güzel bir ödülü söz verdiğimiz ve de o söze kavuşacak olan kimse; dünya hayatının zevkini yaşayan sonra da, kıyamet günü yakalanıp getirilecek olan kimse gibi midir?
Buraya bütün ilgili ayetleri almayayım. Bu konuda ayırdığım ayetlerin linkini ve bir de ders göstereyim. Ayetleri dinlemek belki daha çok hoşuna gider. Ayetleri hatırlamak istediğin zaman da verdiğim linke bakarsın. Dünya Hayatına Aldanmayın
Ben her sayfaya bir ya da bir kaç açıklama ekliyorum. Dinleyip dinlememeye sen karar verirsin. Belki bu sayfaları ilk okuduğunda dinlemezsin de çok sonra dinlemek istersin. Belki de bunları dinlemek hoşuna gidecek. Nasıl olacağını bilmiyorum ama eklediğim videolardan yeni bir bilinç oluşması beklenir.
Size verilen her şey, yalnızca dünya hayatının geçimi ve süsüdür. Allah’ın katında olan ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâlâ akletmiyor musunuz? Şimdi kendisine güzel bir ödülü söz verdiğimiz ve de o söze kavuşacak olan kimse; dünya hayatının zevkini yaşayan sonra da, kıyamet günü yakalanıp getirilecek olan kimse gibi midir? (Kasas 60,61)