Allah’ı tanımanın tek yolu isimlerini öğrenmekten geçiyor. Bu yola girersen zamanla sende de öğrenme isteği olacaktır. İnan bana okudukça daha fazla tanıma arzusu oluyor. Allah'ın ismi neden 99 tane diye bir soru gelebilir aklına, Allah'ın ismi bir tanedir o da Allah'tır diğerleri isim sıfatlarıdır. Bunlar Allah'ı anlamamızı tanımamızı sağlayan isimlerdir. Bu isimleri öğrenmek gerek, ezberden öte gerçekte ne anlam ifade ettiğini bilmek gerek. Sonra bu isimlerle dua etmek gerek. Zaten Allah da bunu söylüyor.
Araf
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
180.En güzel isimler Allah’ındır.
Öyleyse, O’na bunlarla dua edin/O’nu bunlarla anın!
O’nun isimleri konusunda eğriliğe sapanları terkedin!
Onlar yaptıkları şeylerin cezasını çekeceklerdir.
Allah’ın isimleriyle O’na dua etmek, başlı başına bir ibadettir. Ben bu isimleri ezberledikten sonra dualarımda kullanmaya çalışıyorum. Daha önce bize her alanda verdikleri ya da vermedikleriyle ne kadar şükretsem gücümün yetmeyeceğini yazmıştım. Bu bilinç kaybolan bir şey değil, bunun hep farkındayım.
Bu isimlerde bazı sıkıntılar var, bunu yazacağım ama önce bu sıkıntıları bilmeden, bu isimleri kullanarak yaptığım duaları gör, silmedim bunları. Allah’ı böyle anmaya başladığımda önce ne kadar büyük olduğu ile başlarım. Mesela;
Allah’ım sen Melik’sin, Mülkün, kâinatın sahibi, mülk ve saltanatı devamlı olansın. Kuddûs’ün Her türlü aczden, gafletten, hatadan, ve noksanlıktan uzak ve her türlü takdîse lâyık olansın. Azîz’sin İzzet sahibi, her şeye galip olan, karşı gelinemeyensin. Mütekebbir’sin: Her şeyde ve her hâdisede büyüklüğünü gösterensin. Azîm’sin Bütün büyüklüklerin sâhibi büyüklükte benzerin yok. Vâhid’sin Zat, sıfat ve fiillerinde benzeri ve ortağı olmayansın. Aliyy’sin Yüceler yücesi, çok yücesin. Kebîr’sin Büyüklükte kendisinden daha büyüğü düşünülemeyensin. Mecîd’sin şanın büyük ve yüksek,her türlü övgüye layık olansın. Hamîd’sin Ancak kendisine hamd ü senâ olunan, bütün varlığın diliyle övülen, medhedilensin. Müteâlî’sin aklın mümkün gördüğü her şeyden, her hal ve tavırdan çok yüce ve çok münezzehsin.
Daha sonra isimlerinden bize bakanlarla devam edip, yardım isteme olabilir mesela;
Sen Rahmân’sın Dünyada bütün mahlûkata merhamet eden, şefkat gösteren, ihsan edensin. Vehhâb’sın Karşılıksız nimetler veren, çok fazla ihsan edensin. Razzâk’sın Her varlığın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayansın. Mukît’sin Her yaratılmışın azığını ve gıdasını verensin deyip isteğini dile getirebilirsin.
Tövbe edip, af isteme, bağışlanma arzusu varsa;
Sen Tevvâb’sın Tevbeleri kabul edip, günahları bağışlayansın. Gaffâr’sın Günahları örten ve çok mağfiret eden. Dilediğini günah işlemekten koruyansın. Gafûr’sun Affı, mağfireti çok olansın. Afüvv’sun Affı çok olan, günahları mağfiret edensin. Deyip af olma duası yapılabilir “Allah’ım sen çok af eden, affetmeyi sevensin, bizi de afet” gibi.
İnsanın sıkıntısı derdi varsa Fettâh, her türlü zorlukları açan ve kolaylaştıran, ismiyle, tevekkül ettiysek Vekîl Kendisine tevekkül edenlerin işlerini en iyi neticeye ulaştıran ismiyle dua edebiliriz.
Bu çoğaltılabilir. Bu isimleri öğrenince o an kalbinden geldiği gibi ağzından çıkmaya başlar, düşünmezsin hiç. O yüzden bu isimleri öğren. Bunları öğrenmek insanın hayata bakışını değiştiriyor. Bir örnek vereyim. El Latif ve el Habir isimlerini bilen, anlamlarının farkında olan birisi aklından kötü bir düşünce geçirmek istemez. Kötü bir şey planlayamaz. Belki de aklından dedikodu bile yapamaz. El-Latîf, her şeye vakıf, en ince işlerin bütün inceliklerini bilen. El-Habîr, her şeyden haberdar, her şeyin gizli taraflarından haberi olan demek. Bunu bilen birisi aklından geçirdiği, kimseye söylemediği şeyleri bile kontrol eder, etmeli. Bu idrake “ihsan” deniyor. Allah’ın seni gördüğünü, duyduğunu bilme hali. Allah’ı esmasıyla tanımaya çalışırsan bu idrake kavuşursun. Kötü veya haram bir şey yapacağın zaman “yahu Allah bizi görüyor duyuyor, bunu yapamayız” dedirtir. Biz Allah’ın zatını bilemeyiz ama O’nun bizi bildiğini, gördüğünü, duyduğunu bilebiliriz. Bu da bizi pek çok şeyi yapmaktan alıkoyar, frenler.
İnsan aklının Allah’ı idrak edebilmesi mümkün değildir. Allah'ı anlayabilmek için Allah olmak gerekir. Bu da mümkün olmadığına göre, Allah'ı tam olarak idrak edemezsin ama Allah’a yaklaşmak, Allah’ı tanımaktan geçer. Allah’ı tanımak da ancak esma-ül hüsna ile mümkün olabilir. Bununla beraber kainattaki ayetleri okumakla ve elbette Kur'an'ı okumakla da Allah' tanımaya başlarsın. Allah'ı tanımadan nasıl kulluk ibadet, dua vb yapılır? Allah'ı Esma dersleri ve Kur'an dışında tanıyabileceğin bir kaynak yoktur. Mustafa hocanın Esma derslerinden iki video göstereceğim.
Video açılmıyorsa hemen altındaki linke tıkla.
Allah tanınmadan kulluk edilemez
Allah tanınmadan kulluk edilemez
Video açılmıyorsa hemen altındaki linke tıkla.
"Esmaül hüsna arştan sarkıtılan iptir"
"Esmaül hüsna arştan sarkıtılan iptir"
Mustafa hocanın üç ciltlik Kur'an'a Göre Esma-i Hüsna kitabı var. Ben bu kitaptan kısa açıklamalarla isimleri çıkarttım. Bu isimlerin açıklamalarını hiç değilse bir kere okumalısın. Allah'ı Ne Kadar Tanıyoruz? Esmaül Hüsna
Aslında Mustafa hocanın kitabını okumanı tavsiye ederim. Kitaplığımda var. Bu kitaplara baktığında internette dolaşan Esma listesinde problem olduğunu anlayacaksın. O listeyi ve benzerini Tirmizi ve İbni Meace nakletmiş. Mesela Kur'an'da Allah'tan sonra en çok geçen isim Rab, ama bu listede Rab yok dahası bu listede olup da Kur'an'da olmayan isimler var. Demem o ki Mustafa hocanın Esma kitabını edin, elinin altında bulunsun,ara sıra oku. Hoca ayrıca Esma dersleri de yaptı. Zaten kısalttığım videolardan görüyorsun. Youtube'da ararsan bulabilirsin. Bunları dinlemeni de tavsiye ederim. Bir şey daha diyeyim Mustafa hoca Esmaya giriş dersleriyle başlamış, bunlar on ders kadar sürmüş, bunları sıkıcı bulabilirsin mesela ben ilk dersi dinledim ama ne dedi hiç bilmiyorum, çok sıkıcıydı. O yüzden giriş derslerini dinleme doğrudan "Rab" dersiyle başla. Sıralı gitmek durumunda da değilsin. İstediğin isimi dinleyebilirsin.
Ey insanlar! Size bir örnek veriliyor; iyi dinleyin. Allah ile aranıza koyduklarınız bir araya gelseler bir sinek bile yaratamazlar. Sinek onlardan bir şey kapsa geri alamazlar. İsteyen de acizdir, istenen de.
Allah’ı gereği gibi değerlendiremediler. Oysa Allah güçlüdür, her işin üstesinden gelir. (Hac 73-74)
İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Rükûda âlemlerin Rabbine tâzim ediniz. Secdede ise dua etmeye çalışınız; çünkü oradaki duanızın kabul olma şansı daha fazladır.”
Müslim, Salât 207. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 148; Nesâî, Tatbîk 8, 62