Onur'un Günlüğü

Allah Neden Peygamberler Gönderdi?

Allah neden peygamberler göndermiş, neden ibadet etmemizi istiyor ve hatta neden bazı şeyleri yasaklar bazılarını serbest bırakır gibi soruları sorusunu sorarken ve hatta insan varlığını sorgularken, nerede yaşadığına bakması gerekir? Nerede yaşadığının farkında mısın? Hiç güneş sistemindeki gezegenlere, büyüklüklerine baktın mı? Mesela dünya güneşten ne kadar büyük, ne kadar uzak? Gitmek istedikleri Mars nerede? Diğer yıldızlar ne kadar büyük? Bir kaç fotoğraf göstereyim güneş sistemindeki gezegenleri ve diğer büyük yıldızları kıyasla. Dünya ile güneşe bak, sonra güneşin bir başka güneş yanında dünya kadar kaldığına, bir sonraki resimde o güneş bir başka güneşin yanında ne kadar küçük kaldığına dikkat et. Küçükten büyüğe doğru şöyle.

gezegen sıralaması 1

gezegen sıralaması 2

gezegen sıralaması 3

gezegen sıralaması 4

gezegen sıralaması 5

Bu da gezegenlerin güneş sistemindeki yörüngeleri.

gezegenlerin yörüngesi

Bir de galaksiler var. Biz Samanyolu galaksisinde bulunuyoruz.

samanyolu galaksisi

Işık Yılı Ne Demektir?

Resimde güneşin konumu gösterilmiş, bunu anlayabilmek için Samanyolu'nun büyüklüğünü bilmek gerekir. Samanyolu'nun çapı 100.000 ışık yılı. Bu büyüklükleri kolay anlayabilmek için ışık yılı diye bir değer kullanıyorlar. Işık hızı saniyede 300.000 km'dir. Buna göre ışık, 1 dakikada 60 saniye x 300.000 = 18. 000.000 kilometre yol alır, bu sayıyı 60 ile çarparsak 1 saatte aldığı yolu, çıkan sonucu 24 ile çarparsak 1 günde aldığı yolu, çıkan sonucu 365 ile çarpsak 1 yılda aldığı yolu buluruz o da 9.460.800.000.000'dır, yaklaşık 9,5 trilyon kilometre ediyor. Bu ışığın 1 yılda aldığı yol, buna 1 ışık yılı demişler. Samanyolu'nun çapı 100.000 ışık yılı, bu şu demek; ışık hızıyla Samanyolu'nun bir ucundan diğer ucuna 100.000 yılda gidilebilir. Işık hızına çıkmak mümkün olmadığına göre büyüklüğünü anlamaya çalış.

Voyager Nerede?

1977'de Nasa uzaya Voyager insansız uzay aracı gönderdi, dünyaya çektiği resimleri gönderiyor ayrıca üzerinde dünyanın konumunu gösteren, insanın şeklini belirten bir plaka var. Bu araç 2008 yılında Güneş'ten 16 milyar km uzaklıkta Heliosfer denen bölgeye ulaşmış. Yani hala güneş sistemi içinde. 31 yılda 16 milyar km gidebilmiş, güneş sisteminden çıkamamış. Yukarıdaki Samanyolu resimdeki güneşin konumuna bak, akıl almaz büyüklükte bir galaksi içinde yaşıyoruz. Bu galaksi içinde 200 ile 400 milyar arası güneş gibi yıldız var. Şimdi Evreni düşünmeye çalışalım, alttaki yazıyı internetten aldım.

Evrenin Büyüklüğü

1995 yılında Hubble ile Ursa Major’dan alınan bir fotoğrafta yaklaşık 3000 galaksi sayılmıştır. Aynı şekilde astronomlar 2003 ve 2004 yılında Fornax Takımyıldızından çekilen bir fotoğrafta yaklaşık 10.000 galaksi saymışlardır.

Elde edilen veriler ışığında tahmin yürüten bilim adamlarına göre evrende kabaca yaklaşık 10 trilyon galaksi vardır. Samanyolu'nda bulunan 100 milyar yıldız teorisinden yola çıkarsak evrende 100 oktilon yıldız bulunmaktadır. Yazıyla az geliyor evet birde rakamla yazalım o zaman; basit bir hesapla evrende 100,000,000,000,000,000,000,000,000,000 yıldız bulunmaktadır.

Genişliyoruz

Bir başka olay diğer sayfalarda ayetini gördün, 10 trilyon galaksi birbirinden hızla uzaklaşıyor, evren genişliyor.

Zariyat
Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla

47. Evreni/göğü/uzayı kuvvetle, sapasağlam bina ettik/kurduk. Ve şüphesiz Biz onu genişletiyoruz.

Bu resimde gördüklerin Samanyolu gibi galaksiler ve birbirinde uzaklaşıyor.

galaksler 1

Alttaki resimde Samanyolu galaksisi saat 7 konumunda.

galaksiler 2

Ne Arıyoruz Burada?

Nere gidiyoruz? Bu galaksiler daha ne kadar gidecek? Bu kadar galaksinin olduğu akıl almaz büyüklükteki bu evrende insan ne arıyor? Evrim bilimcilere ve ateistlere göre bu sistem Big Bang ile tesadüfen oluşmuş. Böyle tesadüf olur mu lan? Evren yüksek matematikle inşa edilmiş. Bugün fizik kanunları, matematik denklemler bunu söylüyor. Rastgele bir patlama olacak, Big Bang, sonra ortaya yüksek matematikle izah edilebilen, formüle edilebilen bir sistem çıkacak öyle mi? Bu zorlama niye bunu anlamıyorum. Bu evrenin bir yaratıcısının olması neden kötü olsun? Aksine her şey anlam buluyor. Tesadüfün olmadığını bilirsen, bir yaratanın olduğunu görebilirsen o zaman evreni değil ama dünyada ne aradığımızı daha doğrusu burada bir amaç doğrultusunda bulunmamız gerektiğini de kendi kendine anlarsın. Allah ne diyor bak.

Enbiya
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

16. Bir de (şunu bilin ki) Biz; gökyüzünü,

yeryüzünü ve ikisi arasında bulunanları;

bir oyun, bir eğlence olarak yaratmadık!

17. Biz, eğer bir eğlence edinmek isteseydik,

elbette onu kendi katımızdan edinirdik.

Eğer yapacak olsaydık, böyle yapardık.

Zariyat
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

36.İnsan, başıboş bırakılacağını mı sanıyor?

37.O, bir zamanlar ana rahminde,

küçücük bir nutfe değil miydi?

38.Sonra, alak (döllenmiş yumurta) oldu.

Derken, Allah onu yarattı da ona şekil verdi.

39. Ondan da çift yarattı; erkek

ve

dişiyi.

40.Şimdi bunları yapan (Allah’ın),

ölüleri (tekrar) diriltmeye gücü yetmez mi?

Yaratıcı Varsa Bazı Şeyler İster

Yukarıda gördüğün daha doğrusu bilebildiğimiz gözlemlenebilir başka gezegende hayat yok. Bir de dünyaya bak. Ne kadar akıl almaz bir düzen var, yağmur ormanlarından okyanuslara, kutuplardaki buzullardan çöllere yaşayan bir sistemin içindeyiz. Allah her ihtiyacımızı karşılayabileceğimiz bir düzen kurmuş. Müsade et de bu düzeni kuran bizden ibadet anlamında bir şeyler yapmamızı istesin. Ben bu akıl almaz evrende başıboş bırakılmış olacağımızı düşünemiyorum zaten Allah da başıboş bırakılmayacağını söylüyor. Biz bu dünyayı Allah'ın indirdiği ayetlerde anlattığı şekilde kavrayabilirsek ve yine Allah'ı aklımız aldığı kadar tanıyabilirsek bu dünya neden var anlayabiliriz. Bu sistemler tesadüf değilse o zaman Allah insanlara peygamber gönderir, idrak etmesine yardımcı olur.

O Zaman Allah Neden Peygamberler Gönderdi?

Allah insanlardan ne bekliyor, insana ne veriyor bunun cevabını arayalım. Ateistlerin Görmek İstemedikleri bölümünde Kur'an'ın bir insan tarafından yazılmış olamayacağını göstermeye çalıştım. Orayı okuduğunu var sayarak çok özet bir cümle yazacağım. Bizim sahibimiz Allah. Bizi yaratan, hayatımızı kontrol eden, istediklerimizi veren, vermeyen vs vs Allah'tır. Senin sahibin Allah, bunu unutma. Kendimden örnek vereyim; ben 19 yaşımda meyhanede bir ufak içip daha sonra başka bir mekanda bira içerdim. Buna cila çekmek deniyor, rakı üstüne bira. Bunun gibi vardı bir sürü kötü alışkanlığım. Bu adam çok yaşamaz ki. Ailesi de olmaz. Bir süre sonra arkadaşı da kalmaz. Böyle bir adam ahirette ne bulacak? Ateşten başka bir şey bulamaz. Başka bir örneği putperest toplumda yaşayan insanlar için vereyim. Hindistan'da ki ineklere verilen kutsallık.

hinduizm'de inek

Şirk uzak bir şey değildir. Üstteki resimle alttaki resimde altı çizili cümlenin hiçbir farkı yok.

hinduizm'de inek

Allah inancı insanların hayatına girmezse onun yerini şirk doldurur. İçinde yaşadığın toplumun, grubun, ailenin vs inancı ne ise senin de inancın o olur. Allah bizi bu durumdan çıkarmak için peygamber ve kitap gönderir. Neyi yanlış yapıyoruz ne yapmamız lazım bunu bildirir. Allah'ın peygamber göndermekteki amacı neymiş oku bakem.

Talak

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

11 - Bir de size, Allah’ın birbirini açıklayan ayetlerini okuyan bir elçi gönderdi ki inanıp güvenen ve iyi işler yapanları karanlıklardan aydınlığa çıkarsın. Kim Allah’a inanıp güvenir ve iyi iş yaparsa Allah onu, ölümsüz olarak sonsuza kadar kalmak üzere, içinden ırmaklar akan bahçelere yerleştirir. Allah, ona rızkın güzelini verir.

Ben kazadan önce karanlıktaydım. Hindistan gibi putperestliği yaşayan ülkeler karanlıkta, üstteki gazeteyi çıkaranlar, altı çizgili cümleye inananlar karanlıkta. Buna çok örnek verilebilir ama ne demek istediğim sanırım anlaşıldı. Kur'an'ın hükümleri geçmişte kalmadı. Evrensel doğrular var Kur'an'da. İnsanlar bugün de yarın da bu ayetlere ihtiyacı olacak.

Modernizmin Getirdikleri ve Vahiy

Celaleddin Vatandaş'tan Bir açıklama göstereceğim. Kendisi sosyolog, peygamberimizin hayatı ve islam daveti hakkında çok güzel bir kitap yazmış, kitaplığımda var. Okumanı tavsiye ederim. Videonun başında modernizmin bugünün insanına ne getirdi sorusunu değerlendiriyor. Bu gün hepimiz farkına varmadığımız başkalarının şekillendirdiği nitelikleri benimsiyoruz. Güzelliğin de çirkinliğin de bugüne has tanımı var ve bizler her konuda başkalarının tanımladığı bu değerler içinde yaşıyoruz. Reklamlara bak kadınlar ve erkekler için güzel görünme adı altında bir sürü ürün gösteriliyor. Göz altı çizgilerinin olması neredeyse anormal gösterilecek. Yakında "kremler var neden kullanmıyorsun da göz altı çizgilerin belirgin geziyorsun" diyenler çıkar. Celaleddin hoca bu çerçevede konuşup sonuna Allah neden peygamberler gönderiyor sorusuna cevap veriyor. Sosyolog olduğunu unutmadan dinle. Bugün bu çağa yeni bir peygamber gelseydi ezbere yaşadığımız kalıpları düzeltecekti. Amma yeni peygamber gelmeyecek, son peygamber Hz Muhammed'ti ve bize çıkış bileti olan kitabı tebliğ etti. Allah yaşanan sıkıntıları çözmek için peygamberler göndermiş. Mekke'nin risalet öncesi haliyle vahyin tamamlandığı yirmi üç sene sonraki halini araştır, yaşanan değişimi gördüğünde şaşırırsın. O yüzden Celalleddin Vatandaş'ın peygamberimizin hayatı ve islam daveti kitabını okumanı tavsiye ederim. Bir de bu videoyu sadece bugüne göre değerlendirme, insanlık tarihi boyunca insanlar ne zaman "doğru"yu kaybettiyse Allah o topluma bir peygamber göndermiş ama insanlar çoğu zaman bunu kabul etmek yerine kendi bildiklerini okumuş, örnek olarak orta çağdaki engizisyon mahkemelerine bakabilirsin. İsa peygamberin getirdiği din korunsaydı kilisenin yaptığı o zulümler olmazdı. O dönemi kötü yapan şey din değil dini kendi çıkarı için kullanan kilisedir. İnsanlar bu iki şeyi ayıramıyor. Aynı şey bugün de geçerli. Bugün islam diye görünen şey peygamberimizin öğrettikleri, uygulamaları değil mezheplerin ve evliya diye isimlendirilen insanların kitaplarıdır. Her şeye rağmen doğru islamı ortaya çıkarmaya umut vardır ama bugün "peygambere, dine gerek yoktur, biz kedini kendimize kurduğumuz düzende iyiyiz" demek kabul edilebilir bir şey değildir çünkü o islamdan başka bir din aramak olur. Allah Kur'an'da "kim islamdan başka bir din ararsa ondan kabul edilmeyecek" diyor. İslam Allah'a güvenmektir, teslim olmaktır, başka sistemlere değil.

Allah neden peygamberler gönderdi? Celalettin Vatandaş (12 Dakika)

Allah Gönderdiği Kitaplarla Kendisini Tanıtır

Kur'an'ı alıp okuduğunda dikkatini çekecek şeylerin başında Allah'ın bu evrenin sonunun geleceğini, insanları tekrar yaratacağını ve hesap gününün geleceğini söylediği olacaktır. Allah neden peygamber gönderir sorusuna verilecek cevaplardan biri de budur; peygamberler hesap gününü haber vermiş. Allah bu dünyada bir sistem kurmuş. Peygamberler insanlara bu sistemi anlatmış. Allah insanları özgür bırakmış, tercih bize ait. İnsan eğer Allah'a giden yolu tercih ederse Allah insanların kalbini islam'a açar. Eğer ateizmi tercih ederse, ateist olmasına izin verir. İnsanlara peygamberler kitaplar göndermiş ki bu tercihlerinin karşılığı ne olacağını bilsinler. Allah günahları örter, çok merhametlidir, çok ikram eder, öbür tarafta verdiklerine şaşarsın ama kim için? İman eden ve ona göre yaşayan için. Öte yandan azap var hem de şiddetli bir azap. Çok kısa iki ayet göstereyim.

Hicr
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

49 - Kullarıma bildir ki ben, günahları örterim, ikramım da boldur.

50 - Azabım da şiddetlidir, can yakan bir azaptır.

Bunları bildiriyor işte. "Biz kendi kendimize yeteriz, peygambere gerek yok" diyemezsin yani, olay öbür tarafla alakalı. Kıyamet kopacak, bu evren bitecek iyi ama neden? Neden bu kadar büyük ölçekli oluyor? Bu konuya burada girmeyeyim. Bu başlı başına ayrı bir konu. Bunu Hayaın Sırrı'nda Menü'de "Kıyamet ve Yeniden Diriliş" maddesinde Kıyamet Sahnelerini Anlatan Dersler sayfasında görebilirsin. Bu bölümde Kıyametle ilgili sayfalara bakmanı tavsiye ederim.

Sanırım bazı şeyleri anlatabilmişimdir. Kur'an uydurulacak bir kitap değildir ama bugün kökü Emeviler döneminde bazı fiillerin anlamı kaydırılmış. Kur'an'ın orijinal cümleleri değişmemiştir, fiil aynı fiildir ama siyasi çıkarlar, iktidar mücadelesi yapanlar Kur'an'ı değiştiremediği için bazı fiilerin anlamını kaydırmış, sahte hadisler uydurmuştur. Zaten islam dünyasının yüzyıllardır en büyük problemi de budur.

Bu Yolun Kolay Ya Da Zor Olması İnsanlara Bağlı

Dokuzuncu inen surede Allah ne diyor; eğer red etmez teslim olursan Allah bu yolu sana kolaylaştırır, tam tersi de doğru red edersen yolun zorlaşır. Bütünlük olsun diye hepsini aldım.

Leyl

Bismillâhirrahmânirrahîm.

 1 - Karanlığı ile ortalığı bürüdüğü zaman gece hakkı için!

 2 - Açılıp parladığı zaman gündüz,

 3 - Erkeği de, dişiyi de yaratan kudret hakkı için ki:

 4 - Sizin işleriniz çeşit çeşittir.

 5 - Malını Allah yolunda harcayıp O'na saygı duyarak haramdan sakınan,

 6 - O en güzel kelimeyi (kelime-i tevhidi) tasdik eden kimseyi.

 7 - Biz de en kolay yola muvaffak ederiz.

 8 - Cimri davranan, bir de kendini güçlü sanıp Allah'tan müstağni gören,

 9 - O en güzel kelimeyi (kelime-i tevhidi) yalan sayanı ise,

 10 - En güç yola sardırırız.

 11 - O, aşağıya doğru yuvarlanırken malı kendisine hiç fayda etmez. 

 12 - Doğru yolu göstermek elbette Bizim işimizdir.

 13 - Âhiret gibi dünya da elbette Bize aittir.

 14 - İşte Ben, sizi alev saçan bir ateşe karşı uyarıyorum.

 15 - O ateş ki ona en şaki olandan başkası girmez.

 16 - Dini yalan sayan ve ona sırtını dönenden başkası oraya girmez.

 17 - Ama Allah'a karşı gelmekten çok sakınan ondan uzak tutulur.

 18 - Ve gönlünü arındırmak için Allah yolunda mal harcayan.

 19 - O, verdiğini kendisine yapılan bir iyiliğin karşılığı olarak vermez. Verdiğinden ötürü hiç kimseden mükâfat da beklemez.

 20 - Sadece ve sadece yüce Rabbini razı etmek ister.

 21 - Kendisi de ukbada elbet hoşnut olur.

Bunu Anlamak Çok Mu Zor?

Allah vahyin en başında İşte Ben, sizi alev saçan bir ateşe karşı uyarıyorum  diyor. Cevabı baştan söylüyor. Malını Allah yolunda harcayan ve O en güzel kelimeyi (kelime-i tevhidi) tasdik eden kimseyi en kolay yola muvaffak ederiz diyor. “o en güzel kelimeyi tasdik” Allah’ı peygamberini, kitabını yani imanı tasdik etmek demek. “İnandım” dediğin zaman Allah sana bana herkese yardım ediyor, bu yolu kolaylaştırıyor, doğru yolu göstermek elbette Bizim işimizdir, diyor. Tam tersi de geçerli kim red ederse mal yığıp biriktirir, kendini her şeyden üstün ihtiyaçsız bir de Allah’ı, davetini, peygamberlerini red ederse en güç yola sardırırız diyor. Şunu anlamayacak ne var anlayamıyorum. Bunu hatırlatan biriyle insanlar neden kavga eder, neden kendisini her şeyin üstünde, ihtiyaçsız, kendi kendine yeter zanneder. Anlıyor musun insanlar neden cehenneme gidecek? Sadece ve sadece red ettikleri için. Bu birincisi. İkincisi de cennete ve cehenneme gitmek dünyadan ahirete ne götürdüğünle ilgili. Cennete girecek adam bir şeyler yapmış olması lazım. işte onlar Kur'an'da yazıyor; malından infak edeceksin, yetimi gözeteceksin, adil olacaksın kısaca salih amel apacaksın. Kur'an'da ne yazıyorsa bunları yapan cennete girmeye hak kazanır. Yani şöyle diyelim bunları ne ölçüde yaptıysan cennette o kadar derece alırsın. İnanmayanları kâfirleri düşünelim; ahirette çıktılar Allah'ın huzuruna ne var ellerinde? Allah'a ne sunacaklar? Ben sana söyleyeyim. Çok büyük bir ihtimalle dünyadayken İslam'a karşı, İslam olmasın, İslam yaşanmasın diye yaptıkları mücadele ile ahirete gidecekler. Allah'a sunacakları amel bu. Ne alacak bu adamlar bu çalışmalarının karşılığında? Ne inandı ne de Allah'ın yapın dediklerini yaptı aksine Allah olmasın diye uğraştı. Cehennemin ateşi bu dünyadan götürülüyor. İnanmayan, Allah'ın dini yaşanmasın diye çalışan insanlar ateşlerini bu dünyada yakıyor. Cennete girenler cehennemlikleri soracak, sizi buraya ne soktu diye. Bunlar baştan verilen cevaplar.

Müddessir

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

 39 - Ashab-ı yeminden, hesap defterini sağ tarafından alan cennetlikler dışında.

 40 - Onlar mutlaka cennetlerde,

 41 - Mücrimlerin hallerini hatırlarını soracaklar.

 42 - "Neydi bu cehenneme sizi sürükleyen?"

 43 - Onlar şöyle cevap verecekler: "Biz namaz kılanlardan değildik."

 44 - "Fakirleri doyurmaz, onların ihtiyaçlarıyla ilgilenmezdik."

45 - "Batıl sözlere dalanlarla beraber biz de dalardık."

 46 - "Bu hesap gününü yalan sayardık."

 47 - "Ölüm bizi yakalayıncaya kadar hep böyle idik."

 48 - Artık onlara şefaatçilerin şefaati fayda etmez.

 49 - Ne oluyor onlara ki bu öğütten, bu irşaddan yüz çeviriyorlar?

 50 - Ürküp kaçan yaban eşeği gibi kaçıyorlar?

 51 - Arslanlardan kaçar gibi.

 52 - Bu beyler, bu öğütle yetinmeyip üstelik her biri kendisine mahsus özel kitap, özel ferman isterler!

 53 - Hayır! onlar aslında âhiret endişesi taşımazlar.

 54 - Hayır! Gerçekten bu bir öğüttür, bir uyarıdır.

 55 - Dileyen onu okur, düşünür ve ders alır.

"Batıl sözlere dalanlarla beraber biz de dalardık" ne demek olabilir? Kur'an'ın dışında kim ne konuşuyor ne yapıyorsa, neyin peşinden gidiyorsa, "Allah yok Muhammed kitabı kendi uydurmuş, bu devirde namaz oruç vb olur mu" diyenler ve sadece dünya menfaati, zevkleri peşinde olanlar yarın yukarıdaki sözleri söyleyecek. Bunları kavradığın gün Birsen’e hünnap ve kek verdiğin gibi bunları da anlatmak istemez misin? Tabi Dilek, Alev ve diğer arkadaşlarına da.

arkadaş

Peygamberler Ve Kavimleri

Kur'an'da anlatılan peygamber gönderilen eski medeniyetleri okumanı tavsiye ederim. İstersen toplu halde burada bulabilirsin. Menü'de "Peygamberler ve Kavimleri" başlığının altında görebilirsin. www.allahbizdenneleristiyor.com

el hafi

El Hafî mükemmel bir hassasiyetle sonuna kadar ilgilenen, adeta kulunun üstünde titrercesine onunla mükemmel alakadar olan ve ona gösterdiği bu ihtimam ile sevinen, kulunu en hassas bilgilerle ve sonuna kadar izleyen eşsiz ve benzersiz mutlak ve sonsuz özne demektir.

O insanı basit bir hammaddeden yaratmış fakat insana ideal bir kıvam vermiştir. İnsan mayasına konulan bu kıvanma kendi gayretiyle erecektir. Bu amaca hizmet etmesi için insana verilen beş duyu ile yetinilmemiş, onların üzerine insanı beşer olmaktan çıkartıp, insan kılan ruh üflenmiştir. Üflenen ruh ile insan akıl, irade ve vicdan sahibi olmuş, kendi varoluşu üzerine sorular soran ve cevaplarını arayan bir mertebeye erişmiştir.

Burada da kalmamış Allah bahşettiği akla yol göstersin diye vahiyler indirmiştir. O vahiylerle nasıl inşa olunacağını göstermek için her biri birer rol model olan peygamberler göndermiştir.

Bütün bunlar Hafî olan Allah'ın insan üzerinde yoğunlaşan hassas ilgisinin birer tezahürüdür. Allah insana olan bu özel ilgisinden dolayı insana imkansız hiçbir şeye zorlamamış, insana gücünün üstünde hiçbir sorumluluk yüklenmemiştir. Bu ilahi ilgi ve alakadan dolayı insana fatura çıkarmak şöyle dursun insanı yine insanın şerrinden sürekli Allah korumuştur. Bu da Hafî olan Allah'ın insana olan hassas ilgisinin ve mükemmel ihtimamının bir göstergesidir

Kur'an'a Göre Esmâ-i Husna, Mustafa İslamoğlu, 2. Cilt, El Hafî ismi, Sayfa 1176, 1178'den paragraflar.