26 Nisan 2012 İstanbul
Benim hayatımda “Yaşadıklarımdan razı olmak” diye bir şey var. Mevcut durumumdan ve başıma gelenlerden hiç şikayet etmedim. Yaşadığım şeyler imtihan, bunu biliyorum. Ben yaşadıklarımdan razı olduğumu dualarımda hep söylemişimdir. Şükürler olsun ki kaza oldu. Olmasaydı ben madde bağımlısı olacaktım. Bundan adım gibi eminim. Bu babamdan gelen genlerde vardı. Bira benim için çay gibiydi. Akşam olduysa bira içilmeliydi. Yokluğu hoşnutsuzluktu. Bira ev içeceğiydi, bir de dışarısı var tabi, orada ne olursa artık. Sigaranın hesabı yoktu. Bu da babamın arızalı genlerinin sonucudur. Ortaokulda bir gece Rahmi’lerde kalırken, gündüz içtiğim sigaranın haricinde geceden sabaha kadar kırk iki tane sigara içmiştim. Etkilenmiyordum. Son zamanlarda sigara beni kesmez olmuştu. Bu durumun içecek başka şeyler aramama neden olma ihtimali çok yüksekti. Sonra evlenilecek bir tipte değildim. Çocuklara da bir yakınlık duymazdım. Bu da babamdan gelen genlerin sonucudur. Çocukları sevmeyen adamın çocukları sevmeyen oğlu oluyor. Belki de ben çocukları sevmediğimi zannediyordum. Bilmiyorum. Yazdığım bu halimle evli olduğumu ve çocuk yetiştirdiğimi düşünüyorum da babam gibi biri olurdum herhalde. O zaman arızalarımı idrak edemezdim. Kendimi düzeltme şansım olmazdı. Bunları biraz anneme anlattım. Annem böyle düşünmedi, “bu kaza olmasaydı sorumlulukların artınca değişirdin” dedi. Bilemiyorum, benim için şu an kendimi ve annemi tanımış olmak, en önemlisi Allah’ın farkına varmış olmak büyük lütuf. Bütün bunları kazadan sonra fark ettim. Nasıl yaşadıklarımdan razı olmam? Her türlü arızalı genlere ve yaşadıklarıma rağmen hayata tutunmak için kendini tanımak ve Allah'ı fark etmek gerek. Bu güç veriyor. Kaldırım taşları arasında çıkan bir çiçek diğerlerinin yapamadığını yapmış, hayata tutunmuştur. Nasıl hayatta kaldığını anlarsan zaten Allah'tan razı olursun.
Aslında bu kazanın Allah’ın bir imtihan olarak verdiğini bilsem de aynı zamanda kendi hatalarımdan olduğunu da düşünüyorum. Şura suresinde bir ayet diyor ki;
Şura
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
30. Başınıza ne gelse kendi elinizle yaptığınızdan dolayı gelir. Allah bir çoğunu da bağışlar.
Allah bazen kendi elinle yaptığın yanlışların karşılığını bu dünyada verir. Bu iyi bir şey. Yaptığın bütün hatalarından bu dünyada temizlenirsen ahirette rahat edersin. Başına sıkıntılı işler geliyorsa, neden olduğunu anlamıyorsan bir de bu açıdan bak.
Bir insanın sabırlı olup olmadığı başına bir şey gelmeden belli olmaz. İnsan kendisinin sabırlı olduğunu düşünebilir ama gerçekten sabırlı olup olmadığın imtihan olurken belli olacak. İmtihan olurken sabırla beraber Allah’a yaklaşmak için yol ararsan mesela fazladan namaz, oruç gibi, o zaman Allah farklı bir idrak verebilir. En sonunda Allah’ın lütfu ile olan olmayan bazı şeyleri ve nedenlerini anlayabiliyorsan “yaşadıklarından razı olma” aşaması gelebilir. Bunları “kesin olur” diye yazmak doğru olmaz. O yüzden olabilir diye yazıyorum. Burada aslında biraz kendini tanımak, yanlışını görmek, Allah’tan gelenin ne olduğunu anlamak gibi bir süreçten bahsediyorum. Böyle bir süreçten geçersen zaten Allah’tan razı oluyorsun. İmtihan olup da Allah’tan razı olmayan varsa ya kendisini tanımamıştır, hatalarını görmemiştir ya da Allah’ın niyetinin bizi eğitmek olduğunu görmemiştir. Allah bize ustalık yapıyor. Bizi zorlu sınavlardan geçirerek olgunlaştırıyor. Bunun için sabır lazım işte. Kur’an’da anlatılan hangi peygamberin ve ona inananları hayatı kolay olmuş? Mekke döneminin ilk yıllarını düşünürsek, peygamberimize ve müminlere ne kadar ağır işkenceler yaptılar. Allah bunlara neden izin verdi? Allah Mekke müşriklerinin işkenceleriyle müminleri eğitti. Bunu daha önce yazdım galiba. Olsun bir daha yazayım. Belki işkenceyle adam mı eğitilir diyebilirsin ama öyle. Allah insanları Rab ismiyle eğitip, terbiye ediyor. Bunu daha sonra ele aldığımda ayrıntılı yazacağım. Şimdi bir ayete dikkat çekeyim. Alttaki ayetler, insanların “İnandık” demekle bırakılmayacağını söylüyor, inandım diyen herkes imtihan olacak.
Ankebut Suresi
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
2.Bu insanlar, inandık deyince rahat bırakılacaklarını, sıkıntıya sokulmayacaklarını mı sanıyorlar?
3. Onlardan öncekilerini de sıkıntılara sokmuştuk. Allah kimlerin samimi olduğunu elbette bilecektir. Kimlerin yalancı olduklarını da bilecektir.
Başımdan geçenleri henüz okumadın. Yaşadığım olaylar beni olgunlaştırdı. Allah’ın lütfu ile gördüğüm, fark ettiğim bu durum karşısında dünyaya ait hiçbir şeyi isteyemez oldum Çok geç bulduğum programcılık aşkı bile yok. Onun yerine ahiretten açılan pencere var. İnsan, annesi, akrabaları hatta yolunu tekrar değiştirmezse kardeşi cehennem yolundayken, dünyadan ne isteyebilir ki? Dünya işleri benim için bitti. Şimdi umudum, beklentim ahiretten. Allah, dualarımı, kalbimde taşıdıklarımı biliyor. Umudum bu duaların kabulü.
Dünyadan vazgeçme konusuna bir açıklama yapmalıyım; Müslümanlar dünyadan vaz geçmemeli. Yahudi ve Hristiyanlar ekonomik, teknolojik, sosyolojik, kültürel vs anlamda ne ölçüde ilerideyse Müslümanlar da aynı seviyeyi yakalamalı. Yoksa bizi bu dünyadan silerler. Müslümanlar dünyadan vaz geçerse bizi silmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürer. Hem böyle diyorsun hem de dünyadan vaz geçtim diyorsun, bu ne demek diyebilirsin. Benim durumum farklı. Ben felçliyim. Hastalıklarım var. Bu halimle dünya işlerinde benden hayır gelmez ama yaşadıklarımı, öğrendiklerimi yazarak faydalı olabilirim. Benim de yaptığım budur. Bununla beraber eğer yüksek IQ’um ve iyi bir matematik zekâm olsaydı İslam üzerine araştırma-yazı yazmanın yanında telefonlar için İşletim Sistemi yazmaya girişirdim. Bu basit bir şey değil ama bunu denerdim. Bunları yapanların bizden faklı bir yanı yok. Yapmak istiyorlar, çalışıyorlar yapıyorlar.
Babam konuşmadan yaşadığı için onunla bu konuları konuşmak mümkün değil. On dört sene içinde çok şey yaşadık. Bunlar annemle beni Allah’a yaklaştırdı, babamı ise hayattan nefret eder hale getirdi. “Ölüp gidemedik ki kurtulalım” diyor. Benden kurtulamadığı için ölmek istiyor. Kendisini Sudoku’ya gömdü. Sabahtan akşama kadar Sudoku çözüyor. Yaşadığımız imtihanlar annemle beni Allah’a yaklaştırdı, babamı Sudoku ustası yaptı.
Peki seni ne yapacağız? Sen de bir zamanlar namaz kılıyordun, yazdığım ayetlerin farkındaydın. Çok talihsiz zamanlardı. Benim inancım o zamanlar bugünkü gibi değildi. O zaman sana yardımcı olamadım. Annem babam namaz kılmana karşıydı. Hatta birçok şey üst üste geldi. Bu yüzden annem hasta oldu ve sen çözüldün. Ne yapacağız şimdi seni?
Annem, böbreklerim için olduğum büyük ameliyattan sonra değişmeye başladı. Hastanelerde çok zorlandık. Uykusuzluk, yorgunluk, üzüntü, belirsizlik, ne olacak beklentisi vb bir süreçten geçtik. Ben ameliyathanede ne olduğunu biliyorum annemse ameliyathane kapısında çocuğunu beklemek ne demek onu biliyor. İkisi de kolay değil. Ben hastanelerde rahatsızlığımdan dolayı uyuyamadım annemse başımda beklediği için uyuyamadı. Anne olmak başka bir şey. Bu süreçte annem de Allah’a yaklaştı ya da Allah annemi kendine yaklaştırdı. Hastaneden eve geldiğimizde önce şükür namazı kıldı, şükretti, dua etti. Daha sonra beş vakit kılmaya başladı ama sonra bıraktı. Daha önce sen namaz kılıyorsun diye engellemeye çalışıyordu, şimdi kendisi namazın önemini biliyor. Bu kadar şeyleri görüyorken senin durumun beni çok endişelendiriyor. Ara sıra seninle konuşuyorum, namazla aran nasıl, ne düşünüyorsun, başlasan ne dersin falan diye, eminim şu an hatırlamıyorsundur. Bunları, değişen manevi dünyamla sonumuzun nereye varacağını idrak ettiğim için yazıyorum. Sen namaza başlamazsan bizler büyük sorumluluk sahibi olacağız. Alak suresinde geçen durum sanırım bizim için de geçerli. Bunu daha önce yazmıştım. Şimdi annemin babamın senin namaz kılmana karşı olmalarını aklında tutarak oku.
Alak
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
6. Yok, yok… İnsan kesinlikle taşkınlık eder;
7. Kimseye ihtiyacı kalmadığını görürse eğer!
8. Nasıl olsa herkes Rabbinin huzuruna çıkarılacaktır.
9. Engelleyen o kişinin durumunu düşündün mü?
10.Görevini yapmakta olan bir kulu!
11. Hiç düşünmez misin be adam! Engellediğin kişi ya doğru yoldaysa!
12. Ya yanlışlardan korunma tavsiyesinde bulunuyorsa!
13. Baksana! Ya kendisi yalan söylüyor ve doğrulara sırt çeviriyorsa!
14. O adam Allah’ın onu gördüğünü bilmez mi?
15. Yok, yok… Vazgeçmezse tutup çekeriz perçeminden,
16. Yalancı ve suçlu perçeminden!
17.Yandaşlarını çağırsın bakalım (çağırabilirse),
18. Biz de zebanileri[*] çağıracağız.
[*] Suçluları cehenneme götüren ve cehennemi yöneten melekler.
19. Yok, yok… Ona boyun eğme, sen Allah’a boyun eğ ve O’na yakın ol!
Allah bu ayetleri peygamberimizi engelleyenler için söylemiş ama sonuçta bizim evde de aynısı yaşandı. Şimdi senin için dua ediyorum, “Kalplerimiz Senin elinde, kardeşimin kalbini tekrar İslam’a çevir. Sen Hâdi’sin, sen hidayet etmezsen bizler doğru yolu bulamayız. Bizi kendi halimize bırakma. Kalplerimizin doğru yoldan kaymasına izin verme. (amin)
Herkesin
Bir umudu vardır,
Bir savaşı,
Bir kaybedişi,
Bir acısı,
Bir yalnızlığı,
Bir hüznü…
Çünkü herkesin bir gideni vardır…
İçinden bir türlü uğurlayamadığı…
Turgut Uyar